30.07.2020, 12:17

Kentsel Eğilimler, Akıllı Teknolojiler ve Buna Göre Ulaşım Talebinin Değerlendirilmesi - 2

Tabiidir ki; daha uzun yıllar; ülkemizdeki insan hareketleri Batı’daki parametrelerle kıyas edilmeyecek düzeyde kendi gerçekliğini oluşturmaya devam edecektir. Ancak bu süreçte; ülkemizin ekonomik, sosyal, kültürel projeksiyonlar dâhilinde, dünyada örneklerin etraflıca incelenmesi, ekonomik ve sosyal sorunları çözülmesi ya da asgariye indirilmesi çerçevesinde ‘şehir, şehirleşme ve şehirlilik’ olgu ve algımızın inşası zorunludur. Zira bugün Tahran, Kahire, Şam, Beyrut ya da herhangi bir Doğu Avrupa şehrine baktığımızda her ne kadar küresel sisteme adapte olmaya başlasalar dahi, şehirlerin taşımış olduğu karakterle, Dünyanın herhangi bir yöresinde yaşayan insana kendine has bir çağrışım yaptığı ortadadır. Ancak bugün; İstanbul’umuzun herhangi bir ilçesinden alınan bir kesitle ‘yerli ya da yabancı bir karakter’ okuması yapmak mümkün olmayacaktır. Bu anlamda; Anadolu’nun da herhangi bir büyükçe şehrine yapılan AVM, gökdelen ya da benzeri bir yapılaşma uygulamasıyla şehrin kalkınması modeli çökmüştür. Yapacağımız her yatırım; şehrin bütün parametreleri göz önünde tutularak, şehrin birden fazla problemine çözüm getirici nitelikte olmak durumundadır. Dolayısıyla; şehir ve şehirlilik algısını, ilgili, yetkili ve uzman herkesin katılımıyla yapılacak kapsamlı çalışmalar dâhilinde özgün bir şekilde tasarlamak ve bunu teknik imkânlarla birleştirerek altyapı, hizmet ve işletim ekseninde azami ölçülere çıkarmak dâhilinde önümüzü daha net görmek mümkün olabilecektir diye düşünmekteyiz.

Daha öncede ifade ettiğimiz üzere; şehir, şehirleşme, şehirlilik gibi olgular üzerinde durulması gereken ve kavramsallaştırmasından dünyadaki, bölgedeki ve Türkiye’ deki gelişim sürecine kadar derinlikli bir şekilde ele alınması gereken bir konu bütününü ifade etmektedir. Zira bu olgular, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren, insan hareketlerinin ve sosyal gelişimlerin merkezinde olan bir alanı teşkil etmektedir. Bununla beraber; bu kavramların ifade edilişinden yeryüzünden formlarına kadar oldukça farklılaşabilen bir çerçeveye oturduğu açıktır. Öyle ki; Doğu-Orta Kuzey Afrika’nın Mogadişu, Timbuktu, Mombasa, Nairobi, Kinsaşa gibi şehirleri, modern öncesi dönemin en ‘medeni’ olarak ifade edilebileceği bir geçmişi içinde barındırmakta fakat modern dönemde aynı zamanda kaotik bir şehir yapısına sahip olmaktadır. Söz gelimi, İspanya’nın Endülüs Çağı’nda yeryüzünün merkezi konumunda olan Kurtuba (Cordoba), Sevil (Sevilla), Gırnata (Grenada), Mecrit (Madrid), Mürsiyye (Murcia), Toledo gibi şehirleri, modern dönemde Rönesans karakterini en orijinal şekilde yansıtmasından da fazla köklü bir medeni(yet) tasavvurunu da en güçlü şekilde ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, kıtanın iki ucunda yer alan Lizbon (Portekiz) ve İstanbul şehirlerinin birbirine benzer önemli yönleri bulunmakta olup, Kuzey Afrika’nın sahil şeridi şehirleri de Osmanlı Çağı’nın Akdeniz Anadolusu şehirleriyle ortaklıklara sahiptir. Yine; Latin Amerika’nın Arjantin, Brezilya, Şili, Peru gibi ülkelerinin şehir yapıları Endülüs bakiyesinden ve Katolisiszm’den izler taşımaktadır. 
Post modern süreç ise; birçok olgu ve olaya yeni tanımlar ve içerikler getirmek yerine, modern dönemde oluşan kimi kavramsal sorunsallara daha geniş bir hareket alanı açtı. Ama bu kavramsal sorunsalların, hareket kabiliyetinin artmasına paralel, çözümlere bütünüyle mümbit bir zemin açıldığı anlamına da henüz gelmemektedir.
Dolayısıyla; ‘şehir’ kelimesi etimolojisi itibariyle de ‘hizmet parametreleri, mühendislik hizmetleri ve bir hayat tarzı’ olgularını içerisinde barındırmaktadır. Bu bağlamda; şehri ‘farklılıkları uyum (harmoni, insicam) içinde bünyesinde birlikte barındıran bir yapı’ olarak ta okuyabiliriz. Buda; Şehir Planlama-Ulaştırma Sistemi ilişiğine; hem teknik hem sosyal ve hem de felsefi bir göndermedir. Bütün bunlar; başından beri ifade etmiş bulunduğumuz ‘intermodal entegrasyonu tam, hizmet parametreleri üst düzeyde, modal dağılımı sağlıklı olan’ bir Ulaştırma Sistemi’ ne yaptığımız vurgunun teknik yanının yanı sıra felsefi-sosyal arka planının da olduğunu göstermektedir. Öyle ise hem şehir içi ve hem de şehirlerarası bütün modlarda ki Ulaşım Ağları; o şehirlerin yörelerin ülkelerin bölgelerin ‘toplar atar ve kılcal damarları’nı teşkil etmektedir. 
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159