24.06.2013, 13:19
Kırkpınar ve Turizm
Gezi Parkı olaylarından sonra turizm gelirlerinin düşebileceği, özellikle yabancı turistin rezervasyon iptalleri yaptırdığı sıkça gündeme geliyor.
Ama bazı etkinlikleri vardır, hiçbir şartta hiçbir şekilde gündemden etkilenmez. İşte, bu yıl 652’ncisi yapılacak olan Kırkpınar Güreşleri.
Dünyanın en eski etkinliklerinden biri… Yağlı güreş deyince ilk akla gelen yer… Sadece güreşle değil “Bursa’nın oğlu, İstanbul’un babası payitaht” oluşuyla da belirleyici. Camlarının sayısı bile insanı etkileyen Selimiye Camisi yekpare taş üstünde yükseliyor. Ters lalesi var, minarelerinin konumu, merdivenlerinin özelliği var. Saymaya kalksak değil yerimiz, gazetenin sayfaları yetmez. Bir şifahane var ki müzikle tedaviyi yüzyıllar önce bulup uygulamış. Ciğeri, badem ezmesi, lokumu, kekik kokulu etleri… sayacak o kadar çok şey var ki!
İspanya’da Valencia bölgesindeki Bunol Köyü'nde, yaklaşık 70 yıllık domates savaşları binlerce turist çekiyor o yere. Altı üstü domates ve millet birbirinin üstünü başını boyuyor. Ekşi domates kokusu günlerce gitmiyor insanların burunlarından. Adamlar 70 yıllık bir boğuşmayı öyle allayıp pullayıp süsleyip satıyorlar ki, sadece insanların gitmesiyle yetinmeyip gazetelerden dergilere, televizyonlara kadar her yerde arzı endam ediyorlar.
Ya biz! Ya biz ne yapıyoruz: “yan gel Osman, on dönüm bostan”! Her şeyiyle tarih kokan, her şeyiyle belirleyici olan, her şeyiyle turistik ve Türk gücünü dünyaya bir kez daha kanıtlayacak olan bu güzelim tarihi etkinliği bırakın tanıtmayı, engellemeye kalkışıyoruz.
Olur mu, böyle şey, Hakka reva mı? Edirne Belediyesi her yıl 1 milyon (eski değerle bir trilyon) harcıyor. Devletin desteği kısıtlı.
İşte tam zamanı! Hazır yeni bir kampanya gerekiyor, turizmin yeniden canlanması için; hazır bütün mecralarda yeniden Türkiye’ye çağıracağız insanları. Bundan daha büyük imkan olabilir mi? Tarihse tarih, kültürse kültür, doğal güzellikse doğal güzellik, lezzetli yiyeceklerse lezzetli yiyecekler hem de GDO’suz, organik.
Burada şu parti, bu parti çekişmesinin yapılması kadar zarar verici bir durum olamaz. Burada, genelde ülkemizin, özelde de Edirne’mizin ekonomik güçlenmesi söz konusu. Sıvayın kullarınızı!
Size sesleniyorum, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın etkin ve yetkin isimleri! Size sesleniyorum Sayın Başbakan ve Bakanlar! Size sesleniyorum televizyonlar, gazeteler, dergiler!
Türkiye’nin şiş kebap, baklava, dansözün dışında daha çook güzellikleri ve değerleri var. Bu yıl, bir ilk olsun.
Edirne’nin, otoban ve duble yollarla ulaşımı artık çok kolay. İstanbul’da Rumeli yakasından Anadolu yakasına geçmekten çok daha pratik Edirne’ye ulaşmak. ■
Ama bazı etkinlikleri vardır, hiçbir şartta hiçbir şekilde gündemden etkilenmez. İşte, bu yıl 652’ncisi yapılacak olan Kırkpınar Güreşleri.
Dünyanın en eski etkinliklerinden biri… Yağlı güreş deyince ilk akla gelen yer… Sadece güreşle değil “Bursa’nın oğlu, İstanbul’un babası payitaht” oluşuyla da belirleyici. Camlarının sayısı bile insanı etkileyen Selimiye Camisi yekpare taş üstünde yükseliyor. Ters lalesi var, minarelerinin konumu, merdivenlerinin özelliği var. Saymaya kalksak değil yerimiz, gazetenin sayfaları yetmez. Bir şifahane var ki müzikle tedaviyi yüzyıllar önce bulup uygulamış. Ciğeri, badem ezmesi, lokumu, kekik kokulu etleri… sayacak o kadar çok şey var ki!
İspanya’da Valencia bölgesindeki Bunol Köyü'nde, yaklaşık 70 yıllık domates savaşları binlerce turist çekiyor o yere. Altı üstü domates ve millet birbirinin üstünü başını boyuyor. Ekşi domates kokusu günlerce gitmiyor insanların burunlarından. Adamlar 70 yıllık bir boğuşmayı öyle allayıp pullayıp süsleyip satıyorlar ki, sadece insanların gitmesiyle yetinmeyip gazetelerden dergilere, televizyonlara kadar her yerde arzı endam ediyorlar.
Ya biz! Ya biz ne yapıyoruz: “yan gel Osman, on dönüm bostan”! Her şeyiyle tarih kokan, her şeyiyle belirleyici olan, her şeyiyle turistik ve Türk gücünü dünyaya bir kez daha kanıtlayacak olan bu güzelim tarihi etkinliği bırakın tanıtmayı, engellemeye kalkışıyoruz.
Olur mu, böyle şey, Hakka reva mı? Edirne Belediyesi her yıl 1 milyon (eski değerle bir trilyon) harcıyor. Devletin desteği kısıtlı.
İşte tam zamanı! Hazır yeni bir kampanya gerekiyor, turizmin yeniden canlanması için; hazır bütün mecralarda yeniden Türkiye’ye çağıracağız insanları. Bundan daha büyük imkan olabilir mi? Tarihse tarih, kültürse kültür, doğal güzellikse doğal güzellik, lezzetli yiyeceklerse lezzetli yiyecekler hem de GDO’suz, organik.
Burada şu parti, bu parti çekişmesinin yapılması kadar zarar verici bir durum olamaz. Burada, genelde ülkemizin, özelde de Edirne’mizin ekonomik güçlenmesi söz konusu. Sıvayın kullarınızı!
Size sesleniyorum, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın etkin ve yetkin isimleri! Size sesleniyorum Sayın Başbakan ve Bakanlar! Size sesleniyorum televizyonlar, gazeteler, dergiler!
Türkiye’nin şiş kebap, baklava, dansözün dışında daha çook güzellikleri ve değerleri var. Bu yıl, bir ilk olsun.
Edirne’nin, otoban ve duble yollarla ulaşımı artık çok kolay. İstanbul’da Rumeli yakasından Anadolu yakasına geçmekten çok daha pratik Edirne’ye ulaşmak. ■
15
açık
