18.04.2016, 13:24

Talebe Uyumlu mu Arz . . .

Her yerde eksi faiz var, her yerde para basılıyor, her ülke kendi parasını ucuzlatmaya çalışıyor, her ülke ihracatını ucuzlatmaya çalışıyor, her ülke ithalatını azaltmaya çalışıyor.  
ABD bile kendi parasının kuvvetlenmesine dayanamıyor ve merkez bankasının yöneticileri türlü türlü konuşsalar da doların faizini arttıramıyorlar. Düşük faizde barınamayan  dolar bizim gibi Gelişmekte Olan ülkelere göçüyor. Gelsin ucuz finansman!
İşte tam da burada bizim merkez bankamız da faizi azaltacak gibi duruyor. Bollaşan finansman daha düşük faize de razı olabilir.
Bolluk olunca fiyatın düşmesi gibi. Borçlu şirketlerimize yarar, yatırım yapacak olanlara yarar, imalat aramalı ithal edenlere yarar.
Şirket büyümelerimiz yine ortalama %15'i geçer.
Bu yıl bu ekonomik durumdan en çok yararlanacak 3 ülke sayıyorlar; Türkiye, Brezilya, Rusya. Bu 3 ülkede de ağır siyasi sorunlar var, nasıl gidecek ürkek sermaye bu tehlikeli sahalara ? 
Türkiye'nin etrafı sorunlarla sarılmış durumda. Benzerleri başka yerlerde yaşansa da görülmezken bizimkiler haber oluyor. 
Brezilya'da devlet yöneticilerinin görevden uzaklaştırılması konuları var. 
Rusya'da hem komşuları ile hem de uzak komşuları ile askerileşmiş sorunları ortada. 
Siz nasıl yorumluyorsunuz bu rastlantıyı ? 
 *  *  *
Busworld Turkey Otobüs Fuarı geçen hafta İstanbul'da yapıldı. Fuar taşıma dünyasının kamu yöneticilerinin pek ilgisini çekmemişe benziyordu. Göze ilk çarpan konu 2 tane de önemli markanın fuarda olmayışı idi. 
Diğer konu da hafif ticari araçlardaki tasarım uygulamalarının bolluğu ve abartısı idi. Tamamı ithal ürün olan (1 ürün hariç) 100.000 adetlik pazarda araçlara yapılan tadilatlar şaşırtıyor. Koltuklar, iç aydınlatmalar, ses ve görüntü sistemleri, dış süslemeler, ....
Aslında yerli de, otomobilden önce hafif ticari araçlara ihtiyacımız var.
Fuar sıklığından da bahsedebiliriz, galiba. Elenmeyi beklemek yerine koordinasyon sağlamak daha ekonomik olabilir, üreticiler ile fuarcılar arasında. 
Bir üreticinin açılan her fuara katılmadığını da bilmek gerek.
 *  *  *
Turizm konumuz ülke gündeminin ilgisini çekiyor. Turizm sektörünün zorluklarına destek veren kurum ve kuruluşlar artıyor, destekler çeşitleniyor. Pekiyi ; bu destekler sektörü motive ediyor mu, yoksa rahatlatıyor mu?
Sektörden ve de sektör temsilcilerinden duyduğumuz proje haberi yok. Bankalarla tasarladıkları mali kolaylıklar platformunu Dışişleri Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ile uluslararası bir platform tasarlamadılar. İhracatçıların 2008 krizinde yeni pazar bulmak için yaptıklarını tekrarlasalar etkili sonuç alırlar. Kendi insanımızı kendi yurdumuzda yeterince gezdiremeyen turizm sistemi sarsıntılardan etkileniyor. 
Seyahat Acentaları Birliği otel ihtiyacını vurgularken, otelciler birliği otel fazlalığından söz ediyor. 
Bu iki taraf da otellerin yıldızlama sistemini denetlemiyor. 
Turizm'i kim planlıyor-yönetiyor- raporluyor ? Sürecin sorumlusunu bilmiyoruz.
 *  *  *
Benzer eğitim düzeyinde olduğumuz ülkelerden 3 kat fazla kazandığımızı dünya rakamları söylüyor. Dünyanın merkezindeyiz , çünkü. Müşterilere, pazarlara, turistlere Brezilya, Kore 8.500 km uzakta iken biz 2.500 km uzaktayız , sadece. 
Yapısal Reform dedikleri, Sanayide 4.0 dedikleri aslında Süreç-Odaklılık. Yani bir işin nasıl yapılacağını tanımlamak ve öyle yapmak. 
Sonuç- Odaklılık da sonucun sorumluluğunu taşımak demek. İman gücü demek değil. 
Bunlar da "İstihdama Duyarlı Eğitim" demek. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159