20.01.2014, 14:04

“Cari Açık” çok mu cari?

 “Cari Açık” çok mu cari?
"Büyümeyi kalkınmaya çevirmek, temel hak ve özgürlükleri geliştirmek, temel ve mesleki eğitim kalitemizi yükseltmek, katma değeri arttırmak 2023 hedeflerimizin gerçekleşmesi için temel gereklerdir. ODTÜ’yü ( Ortadoğu Teknik Üniversitesi ) birincilikle bitirmiş olan

Kalkınma Bakanım 10. Kalkınma Planında bunları vurguluyor." Aralık 2013'de konuşmuşuz bu noktayı, ikinci defa. 

Bugün, Ocak ayında,  TÜSİAD Başkanı, "Türkiye hukuk devleti olamazsa paralel devleti daha çok tartışırız... İşimiz çok..." diyor, kararlı tavırla. 
* * *
İnsanlar, kabile reisinden bugün yönetim kurulu olan devlet mekanizmasına ulaşmışlar. Bazılarında kabile tutumları devam ediyor, azalarak. Biz ne zaman hukuk devletine erişiriz acaba, bakalım: Yönetim araştırmalarına katılan çalışanlar, masaya yumruk vuran yöneticileri takdir etmişler. Aynı çalışanlar kendi yöneticilerinin demokratik ve katılımcı olmasını istemişler. 

Nasıl yani?

Amirin ya da liderin tutumlarını karşılaştırmışlar; Batı kültüründe güçlü özellikler -yüzde 41- ve zayıf özellikler -yüzde 59- önemsenirken, Doğu kültüründe güçlü özellikler sadece -yüzde 24- zayıf özellikler ise -yüzde 76- önemsenmiş. 

Biz hangi kültürdeyiz? 

Tutumumuzdan belli değil mi? "Her gün tekdir, bir gün takdir." 
* * *
Siyasal yapıyı seçenler, iktidarlara getirenler ekonomik yapılardır; dolayısıyla olanların ilk sorumlusu ekonomik yapı. "Kaygı ile izliyoruz" diyemezler. Ekonomiyi elinde tutan kurum ve kuruluşlar ve hatta sonunda her bir vatandaş doğrudan sorumlu. Neredeyse siyasetin masum olduğunu söyleyeceğim, tutuyorum kendimi.
* * *
Kalkınmayı sağlayacağız. Büyümeyi kalkınmaya çevireceğiz.

Gelişme olanaklarına erişimi iyileştirmek, istihdama uyumlu eğitimi oluşturmak ekonomik yapının görevi. 

Ekonomik iyileşme hukukun iyileşmesini de zorunlu olarak getirecek.

Eğitimi ve hukuku geliştirerek kalkınmayı yaygınlaştırırız. 
* * *
Yıllardır her yılın başında, gelen yılın zor olacağını anlatılır: 2014 de zor olacakmış. 

475 milyar dolarlık dış finansın sadece 100 milyarı üretim yatırımlarına konmuş, 250 milyar doları portföy -sıcak para- yatırımlarına girmiş, kalanı da cari açık finansmanına harcanmış. Yani yüzde 80'i karını taşıyıp gitmiş. Sürpriz yok.

Tamamı geçen yıllarda konuşulmuş, beklenen, hatta satın alınmış konular: Otomobilde ithalatı desteklese miydik? Yüzde 80 oranı mı düşük? Tüketici harcamalarını teşvik mi etseydik, iç taleple büyüme ne kadar sürer? Mali sektörü tamamen serbest mi bıraksaydık?

Üretimin üzerindeki finans yükleri az mı? Üretimimiz, katma değerimiz, tasarım kabiliyetimiz, kazancımız daha mı çabuk artardı?

Birinin karı diğerinin zararı değil mi? Ekonomi de bileşik kaplara göre çalışmıyor mu?

 “Cari Açık” eğitimi ve hukuku düzeltene kadar cari kalacak. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159