01.06.2015, 12:05

Lojistik merkez olmak...

Gazete olarak siyasetle işimiz yok. Hiç kimse ve hiçbir konu için bu kuralımızı çiğnemeyiz. Konu ulaştırma olunca, iş değişir. CHP’nin gündeme getirdiği “Merkez Türkiye” projesi de ulaştırma ve lojistikle ilgisi nedeniyle bizi ilgilendiriyor. 

Önce isim…
Dünya düz zannedilirken merkezi aranmıştır. Şimdi kimse Dünyanın merkezini aramıyor, ama Dünya üzerinde bazı şeylerin merkezi olma iddiaları hep var. Bu nedenle merkez iddiaları yeni değil. Bugüne kadar gazetemizde belki yüzden fazla kez ülkemizin lojistik merkez olma fikirleri yer aldı. 

Fark ne?
Lojistiğe önem verenler sıkça belirli bölgelerde lojistik amaçlı merkezler diyebileceğimiz “lojistik köyler” hayal etmiş ve önermişlerdir. Bunlardan yapılmakta olanlar da var. Yenisi ise artık köy değil, kent. Yani ölçek olarak çok daha büyük. Bir de anlamı anlaşılmayan “köykent” var tabii. 

Uluslararası lojistik merkez
İddiaya göre, uzak noktalardaki hammaddeler, montaj parçaları, yedek parçalar hatta yarı veya tam mamuller üreticilerince önceden getirilip kurulacak merkezde depolanacaklar. İhtiyaç halinde buradan kısa sürede istenen noktalara ulaştırılacaklar. Bu, çok akıllıca gözüküyor. Burada soru, üreticilerin burada depolamaya ikna olup olmayacaklarıdır. 

Sadece lojistik mi?
Önerilen merkezde lojistiğin yanı sıra sanayi, Ar-Ge/inovasyon/eğitim gibi teknolojik faaliyetlerin olacağı belirtiliyor. Böyle olunca büyük bir alan ve istihdam söz konusu… Bu insanların ikameti de düşünülünce büyük bir şehir oluşuyor. Bunun için de gümrük uygulanmayan depolama ve küçük imalat/montaj faaliyetleri için bir Serbest Bölge ile gümrük ve diğer kuralların aynen geçerli olacağı normal şehir bölgesi yer alacak gibi… 

Şehir ihtiyacı
Böyle bir şehre olan ihtiyaç mevcut bir şehrin dönüştürülmesi, mevcut bir şehre ek yapılması gibi yöntemlerle de karşılanabilir. Ancak mevcut büyük şehirlerin daha da büyümesinin önlenmesi, kalkınmanın başka alanlara yayılması gibi ihtiyaçlar düşünülünce yeni bir şehir gerekliliği ortaya çıkıyor. 

Yeri neresi?
Projede yeri açıklanmıyor. Bence doğru… Yeri açıklanmış olsaydı projeden çok, yeri konuşulurdu. Şimdi proje konuşuluyor; bir de yer seçenekleri… Anlaşıldığı kadarıyla, orta veya ortanın biraz doğusundaki Anadolu düşünülüyor proje için… 

Deniz gerek mi?
Bazıları lojistik merkezin denizsiz olamayacağını söylüyor, ki haklı yanları da var. Ancak ülkemizin durumuna bakmak gerekiyor. Mersin Anamur’dan Çanakkale Küçükkuyu’ya kadar olan turizm bölgesi düşünülmemeli. Bunun dışında Marmara, Karadeniz ve Doğu Akdeniz var. Marmara zaten can çekişiyor. Karadeniz, Boğaz trafik yükünü arttırır, üstelik taşıma maliyetlerini de yükseltir. Doğu Akdeniz’de ise kullanılmayan deniz kıyısı zaten yok. Mersin veya İskenderun’a ek yük uygun değil. O zaman, geriye karada uygun yer kalıyor. 

Yeri değerlendirmesi
Öyle bir yerin seçiminde ulaşım, arsa, inşaat, iklim (sıcaklık, yağış, rüzgar…) ve yaşam koşulları gibi pek çok faktör dikkate alınmak zorunda. Önyargılı olmak istemem, ama böyle olunca seçenekler azalıyor. Ne kadar Doğu, o kadar iyi demek hoş gelse de, projenin başarı şansını riske sokar. Böyle olunca, geriye Orta Anadolu kalıyor. 

Orta Anadolu’da neresi?
Gelen ve giden malların taşınmasında büyük ölçüde Akdeniz’in kullanılacağı düşünüldüğünde, güneydeki limanlara yakın bölgeler avantajlı oluyor. Tabii ki Kuzey limanlarına da iş düşecek. Tüm faktörlerle birlikte düşünüldüğünde Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Nevşehir illeri ve bunlar arasındaki yerler cazip görünüyor. Mevcut imkanlar da düşünüldüğünde Aksaray’ın güneyindeki alanlar öne çıkabilir. Tabii ki bu karar ayrıntılı analiz gerektirir. Bu bölgenin coğrafi konumu yanında yaşam koşulları da yeterlidir veya iyileştirilebilir. Anada, Mersin, Konya, Kayseri hatta Ankara, Antalya gibi gelişmiş yerleşimlere yakınlık avantajdır. Çeşitli turizm avantajları da vardır. 

Bu proje yeter mi?
Ülkemizin mevcut orta gelir tuzağından kurtulabilmesi için atak gerekiyor. Bu, kazançlı yatırımlar ile katma değeri yüksek sanayilerle olmalı. Bir proje buna yetmez, ama çok önemlidir. Zaten her şey bu, diyen yok. Diğer sanayi ve Ar-Ge çabaları ile birlikte sonuç alınabilir. Bu nedenle siyasi sahiplik tartışması bırakılıp bu projenin ulusal önemi tartışılmalı, iyileştirilmesi gerekiyorsa bu yapılmalı, gecikmeden nihai karar verilip ülke projesi olanak hayata geçirilmesine başlanmalıdır. Yine diğer sanayi faaliyetleri yanında, ulusal ve uluslararası nitelikteki daha küçük ölçekli ulaştırma projeleri de bununla uyumlu olarak sürdürülmelidir. 
Bu projeye katılmayanlara da saygı duyulmalı, ancak onların da alternatif önerileri istenmelidir. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159