31.10.2016, 10:59

Kentleşme Olgusu ve Eğilimlerinin Raylı Sistem Yatırımları Ekseninde Değerlendirilmesi - 5

Planın amacı 2010 yılına kadar İstanbul'un evrensel düzeyde taşıdığı tarihi, kültürel, doğal değerlerine sahip çıkılarak; kente, geçmişte olduğu gibi günümüzde de bir dünya kenti statüsü kazandırmak üzere ülke ve bölge kalkınmasıyla uyumlu, büyüme ve gelişme doğrultusunda dünya metropoller kademelenmesi içinde hak ettiği yerini alarak dünya ve bölge ülkelerinin Ortadoğu,  Balkanlar ve İslam ülkelerinin ekonomik yapılarıyla bütünleşen, bölgesel fırsatları iyi kullanan ve bu yapılanmada öncü rol üstlenen tarih, bilim, kültür, sanat, siyaset, ticaret ve hizmet ağırlıklı bir metropoliten kent olmasının sağlanması için koruma ve gelişme dengesinin sağlanmasıdır. 

Çoğalan otomobiller
1950'den sonra, otomobil, özellikle Kuzey Amerika ve Avustralya'da, kenti biçimlendirmeye başlamıştır. Önce demiryolu hatları arasındaki alanlar dolmuş, sonra kent 50 km uzaklığa kadar genişlemiştir. Bu kentlerin ana karakteristikleri, konut ve iş bölgelerinin ayrılması, çok merkezlilik, düşük yoğunluklu (10-20 kişi/ha) yerleşimler ve bunların sonucu olarak yolculuk uzunluklarının artmasıdır.
Amerikan kentlerinde 1000 kişi başına otomobil sahipliğinin Avrupa kentlerinin yaklaşık 1,5 katı olmasına karşın, otomobil kullanımı 2,5 katıdır. Öte yandan, kentlerin ekonomik gelişmişlik düzeyleri ile otomobil kullanımı arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Örneğin, Manila, Bangkok, Kuala Lumpur gibi gelişmekte olan Asya kentlerinin kişi başına ortalama GSYİH değeri, Tokyo, Singapur, Hong Kong gibi gelişmiş Asya kentlerinin yüzde 12'si düzeyinde olmasına karşın bu kentlerdeki otomobil kullanımı daha fazladır. Bunun başlıca nedenleri, bu kentlerde toplu taşımanın ve özellikle raylı sistemin yetersiz olması ve trafik tıkanıklığı sorununu çözmek amacıyla büyük ölçekli yol yapım projelerine ağırlık verilmesidir.

Trafik tıkanıklığı
Günümüzde, birçok kentte, otomobiller trafik tıkanmasının ve hava kirliliğinin en önemli nedeni olarak görülmekte ve ulaşım, kent yaşamının en sorunlu etkinliği olarak değerlendirilmektedir. Motorlu araç trafiğinden kaynaklanan tıkanıklıkların ve çevresel kirlenmenin dışsal maliyetleri konusunda değerlendirmeler kentlerin yoğunluğuna, tıkanma düzeyine ve bölgeye göre değişmektedir. 
İstanbul'da ilk detaylı ulaşım planı, stratejik düzeyde (makro ölçekte) ulaştırma kararlarının alınmasını kolaylaştırmak ve proje önerilerini bir sistem bütünlüğü içerisinde değerlendirmek amacıyla, "İstanbul Büyükşehir Ulaşım Nazım Planı" 1987 yılında tamamlanmıştır. Bu plan kapsamında kullanılan bir ulaşım modeli yardımıyla, zamanın politika ve tercihlerine göre, 2005 yılı hedef alınarak stratejik düzeyde bazı ulaştırma sistemi seçenekleri incelenerek projeler önerilmiştir.

Ulaşım nazım planı
İstanbul'un gerek arazi kullanım yapısı, gerekse ulaştırma altyapısı geçtiğimiz on beş yıl içinde 1987 Ulaşım Nazım Planı'nda öngörülenden oldukça farklı bir biçimde gelişmiştir. Ayrıca, Ulaşım Nazım Planı için kullanılan ulaşım modeli, değişik koşullar ve yeni bilgi ve verilere göre güncelleştirilmediğinden planın yol gösterici özelliği ortadan kalkmıştır. Oysa ulaşım planlarının, statik, pratik geçerliliği olmayan bir belge olmaktan çıkarılıp, geçerliliği yeni veriler ve durumlarla belirli aralıklarla test edilen, dinamik ve esnek bir süreç haline getirilmesi gereklidir.

İstanbul’da ulaştırma sistemleri
Ulaşım Ana Planı, doğuda Kocaeli ili sınırları içindeki Gebze ilçesi ile batıda Çatalca ilçesini de içine alan yaklaşık 155 bin hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Arazi kullanımı ulaşım ilişkisi çerçevesinde kişilerin yolculuk hareketlerini modellemek için bu il 209 planlama bölgesine bölünmüştür. Bu çalışma kapsamında, İstanbul'daki tüm ulaştırma sistemleri ile yapılan yolculukları temsil eden bir bilgisayar modeli (ulaşım modeli) kullanılmıştır. Bu model kullanılarak, İstanbul'da nüfus, istihdam, öğrenci sayıları, otomobil sahipliği gibi planlamalar yapılmıştır. 

Elektronik denetleme…
Kent genelinde tüm yol ağı üzerinde etkin ve caydırıcı bir denetim gerçekleştirmek amacı ile mobil EDS sistemi kullanılmaktadır. Sürekli izleme imkanı olmayan ve sabit trafik izleme noktaları dışında kalan bölgelerde kullanılmak için tasarlanmışlardır. Belirlenen arter üzerinde oluşturulacak kontrol noktalarından veya koridordan geçen araçların hızlarının tespitini gerçekleştiren bir sistemdir. Otomatik plaka tanıma sistemi ile koridor giriş ve çıkışında araç plakaları uydu saatiyle birlikte merkeze bildirilir. Merkezde incelenen veriler ile hız limitini aşan araçlara cezai işlem uygulanır. 

Motorlu taşıt trafiğine kapalı tramvay yoluna girerek ihlal yapan araçların fotoğrafları EDS sistemleri ile çekilir ve merkeze gönderilerek cezai işlem uygulanması sağlanır. Bu uygulamanın amacı, trafik tıkanıklığı nedeniyle, diğer ulaşım türleriyle birlikte hareket etmek zorunda olan otobüslere, serbestçe hareket edebilecekleri hızlı bir şerit oluşturmaktır. Sadece otobüslerin değil, taksi, bisiklet, servis benzeri çok yolcu taşıyan araçların ve acil durum (bakım, ambulans, itfaiye) araçlarının da kullanımına izin verilebilen şeritlerdir. Böylece kişi başına seyahat süresi düşer ve toplu taşımaya yönelen yolcular teşvik edilir. Otobüse ayrılmış güzergaha otobüs dışında giriş yapan, parklanma gerçekleştiren, yolcu indirme bindirme yapan araçlar geliştirilmiş olan otomatik plaka tanıma sistemi aracılığı ile tespit edilerek ihlal olarak kayıt altına alınmaktadır.

Hepinize huzurlu sağlıklı, mutlu ve başarılı günler dilerim. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159