28.12.2015, 18:29

Otobüsçünün kafası yine karışık…

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırıp işletmeye açtığı şehirlerarası otobüs terminaliyle ilgili gelişmeleri epey bir zamandır izliyoruz. Son dönemde konunun iyice gerginleşmesi üzerine geçen sayımızda bunu manşete taşıdık. Ben de köşe yazımda buna ilişkin haksızlık ve yanlışlar ile çözüm önerilerimi ifade ettim. 

Yazımı hazırladıktan sonra TOFED’in yaptığı bu konuya ilişkin toplantının basın açıklaması elime geçti. Bu açıklama, işin çözümünün daha da zor olduğunu, bu zorluğun önemli bir kısmının da otobüsçülerden kaynaklandığını düşündürdü. Bu nedenle bu haftaki yazımda bu basın açıklaması üzerinde duracağım. 

İşin özeti
Bir kere belirteyim ki basın açıklaması, imla ve anlatım olarak çok kötü bir metin. Bırakınız bu açıklamanın çözüm getirmesini, şehirlerarası otobüsçülerin en büyük sivil mesleki örgütünün bu türden yazılarla itibar kazanması dahi zor. 
Bunun ötesinde; bu basın açıklaması, otobüsçülerin amacı hakkında bende tereddütler oluşturdu. Özet bir ifadeyle, otobüsçülerin neyin peşinde olduğunu pek anlamadım. Hani, niyetleri üzüm yemek mi, yoksa bağcı dövmek mi belli değil. 

Hak hukuk edebiyatı
Basın açıklamasının ikinci ve üçüncü paragraflarında pek kötü bir savunma ile Mersin’de otobüsçülerin otogarı kullanma hakkının gasp edildiği, iş ve çalışma hürriyetinin ihlal edildiği ve kamu hizmetinden yararlanma hakkının engellenmesi suçunun işlendiği belirtilerek, kolluk kuvveti ve yargı şehir eşkıyalığına karşı ‘dur’ demeye çağırılıyor. Bu kadar ağır bir dil sorun çözemez. Bunun sorun çözme amaçlı olması da mümkün değildir. TOFED farklı düşünüyorsa hemen yargıya başvurmuş olmalıdır. 
Adı geçen suçlamaların nedeni şehirlerarası otobüslerin bu otogarda indirme-bindirme yaptırılmaması… Belirtelim ki, şehirlerarası otobüsler otogar veya terminallerde sadece yolcu indirme-bindirme yaparlar. Yani yolcu indirme-bindirme demek otogardan faydalanma demektir. 

Yönetmelik madde 60
Karayolu Taşıma Yönetmeliği, şehirlerarası otobüslere otogarlarda indirme-bindirme zorunluluğu getiriyor. Bir otogardan faydalanabilmek, hat açabilmek ve indirme-bindirme yapabilmek için otogardaki bir birimin mülkiyetine veya kullanım hakkına, bağımsız olarak veya birlikte sahip olunması gerekiyor. Yani bir otogarı kullanabilmek için taşımacının veya acentesinin otogarda yazıhanesi olacak. 
Bu kural, bütün otogarlarda uygulanıyor, tabii ki Mersin’de de uygulanacak. Yazıhanesi olmayan firmaya otogarın kullandırılmaması bu kurala dayanıyor. Yani yazıhanesiz firmalara otogar kullandırılmıyor. 
Yönetmeliğin ilk taslaklarından birinde bu düzenlemenin olmadığını hatırlıyorum, ama sonradan eklendi. Geçen haftaki yazımda Mersin Otogarı’nın bu haliyle kullanılabilmesi için bu düzenlemenin kaldırılabileceğinden söz ettim. Buna göre, biletleriniz şehiriçi yazıhanelerde satılacak, otogarda yazıhanenizin olup olmadığına bakılmayacak, otobüsünüz otogara gelip yolcusunu alacak ve çıkış parasını ödeyip gidecek. Otobüsçüler bu öneriye ne diyorlar? ‘Evet’ diyorlarsa Bakanlığı ikna etsinler, ‘evet’ demiyorlarsa Mersin’de de bu kuralın uygulanmasını kabul etmeliler. 

İhale işi…
Basın açıklamasının üçüncü ve dördüncü paragraflarında otogar işletme ihalesi en geniş biçimde eleştirilmeye çalışılmış. Buna da bağlı olarak önerilerin bir maddesinde ihale sözleşmesinin feshi isteniyor. Bunların büyük bir kısmının otobüsçünün konusu olmadığını düşünüyorum. Otobüsçünün işi, otogardan uygun bedelle iyi hizmet almaktır. Açıklamada hizmete ilişkin bir eleştiri görmedim. 40 otobüs yazıhanesi için yıllık 60-96 biner TL kira istendiği belirtiliyor. Bu miktarı beğenmemek, çok daha azını ödemek istemek otobüsçünün hakkı ama…

Acentelik işi
Otogarı alan şirketin tüm otobüs firmalarının acenteliğini yapmak istediği belirtiliyor. Kimse zorla acentelik alamaz, yapamaz. Firma istediğine verir. Bu türden zorlama otobüsçülerin işlettiği bazı terminallerde de gündeme geldi; yanlış. Otogarı işleten şirket, bazı yazıhaneleri kendine alıp acentelik de yapabilir. Tabii, isteyene. Eğer şirket kendisi acentelik yapacaksa bu yazıhaneler kendisinin olacağından kira söz konusu olmaz. Kimse de acentelikten başka kira bedeli ödemez. Eğer şirketin istediği acentelik bedeli acentelik yapacak yazıhanecinin komisyonundan düşükse bu iş otobüsçü lehine olabilir. Yazıhaneci-acenteci bundan memnun olmayabilir ama kusura bakmasın. 

Otobüsçü, terminalci değildir
Basın açıklamasının üçüncü ve dördüncü önerilerinde ilginçlik var. Üçüncü öneri net değil. Önce yazıhane ücretlerinin makul olması isteniyor -ki çok normal. Devamındaki ifadede terminalin otobüsçülerce işletilmesi kastediliyorsa durum değişir. Dördüncü öneri zaten açıkça bunu talep ediyor. Birileri terminalin işletmesine göz mü koymuş yoksa! Otobüsçünün işi terminal işletmek değildir. Terminali kimin değil, nasıl işlettiği önemlidir. Otobüsçülerin işlettiği terminaller çok mu iyi? Eğer, birileri terminal işletmeye göz koymuşsa, otobüsçüler buna alet edilmesin. Bunu yapacak olan ihaleye girseydi. ‘Ama ihale…’ demesinler. Kimsenin ihalesiz kazanma ayrıcalığı olamaz. 

Son sözler
Otobüs işletmecileri en az bedelle en iyi hizmeti almaktan öte bir tercih içinde olmamalı… Birilerinin terminale göz koyması veya otobüsçülere istediği fiyatla acentelik yapmak istemesi otobüsçünün derdi değildir. ■
2016’nın tüm okuyucularımıza sağlıklı, güzel ve başarılı bir yıl getirmesini dilerim. Yeni yılda tüm taşımalar güvenli olsun.
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159