22.10.2015, 17:54

Tahdit mi verimlilik mi?

Benim alanım değil, ama otobüsçü, servisçi kardeşlerimle turizmciler plaka tahdidinin artılarını eksilerini bir daha düşünsünler. Bugün tahditli plaka ile para kazanılmayacaksa, plakanın da para etmeyeceğini de çok iyi bilmeleri lazım. Günün birinde plaka da para etmeyecek. 16 kişilik, 15 kişilik araçlarla, hostes bulundurma mecburiyeti de var… Neredeyse yatak odalarına kadar giren bir servis anlayışı ile bu alandan para kazanılması mümkün değil. Ya ileride öğrencileri, velileri tekelin yarattığı çok büyük servis paraları bulacak veya servisçiler plakalarını bırakıp kaçmak zorunda kalacak. Anladığım ve bildiğim kadarıyla, yapılan eleştirileri dikkate aldığımda, plakanın kıymetini belirleyen o plakanın sağladığı karlılıktır. Eğer karlılık yoksa plaka tahdidinin sektöre getireceği fazla bir şey yok. Bunu öncelikle oda ve dernek başkanları arkadaşlarımın çok iyi düşünmesini isterim. Sonrasını düşünsünler. Şu anda servisçilikten para kazanabiliyorlar mı? Tahdit olduğu zaman ne olacak? Bir tekelleşme mi olacak? Bütün bunların değerlendirilmesi lazım. Kamunun da bunu düşünmesi lazım… 

Her şeyden önce, okul ve şehiriçi servislerini daha verimli hale getirme konusunda çalışma yapılması lazım. Verimlilik esasına göre bir çalışma yapılması gerekir. Eğer meslek iyi değilse, plaka tahdidi ile artacak plaka değerlerinin satışından para kazanmak pek mümkün değildir. Kimse bu plakaları almaz diye düşünürüm ben. Onun için araçların büyümesi lazım, hostes mecburiyeti geldi. Şoför, akaryakıt… günde ancak iki servis yaparsın. Alacağın 180-250 lira arasında hasılat, servis arabasının giderlerini karşılamaz gibi duruyor.  

Avrupa nasıl yapıyor?
Dünyaya bakalım, öğrenci servislerini Avrupa’daki ülkeler nasıl yapıyor? Veli veya öğrencinin hamisi kimse yolcuyu ana artere çıkarıyor, öğrenci duraklarından bindiriyor… İstanbul trafiğinde, mahalle arasına kargacık burgacık, daracık yollara giren diğer servis arabalarını da unutmamak gerekir, okul servisinin öğrenciyi okula saatinde yetiştirebilmesi, yakın bir gelecekte hiç mümkün olmayacak. 

Sorunlar…
Böylesi bir trafikte bir de bir öğrenciyi iki dakika üç dakika bekleyince, on beş öğrenciyi şu kadar zaman bekleyeceksin. Bir öğrenciyi, elli metre ileriden yarım saatte ulaşıp alacaksın… Bütün bunların değerlendirilmesi lazım. Bence servisçiler, plaka tahdidinden önce bu işe bir çözüm bulmalı. Kendi önlerini kapatmamaları lazım. Hostesin öğrenciyi apartmana kadar gelip alması dünyada görülmüş bir örnek değildir. Özel durumlar olabilir, velisi olmayan öğrenciler olur. Velisi yaşlı öğrenciler olabilir, bunlar için düşünülebilir… Bugünkü İstanbul trafiğinde, bir sokak arkaya trafikten dolayı bir saatte giden araçlar ile bu düzen yürümez. Tahdit olsa da yürümez, tahdit olmasa zaten yürümüyor. Bu küçük taşıtlarla servis işine bir son verilmesi lazım. Servislerin ana arterlere çıkması lazım. Öğrenciler için İETT durakları olabilir, farklı cepler olabilir. Her bölgede bir öğrenci indirme bindirme noktası belirlenmesi lazım. Bugünkü düzenin yürüyebileceğine inanmıyorum; inananlar varsa yolları açık olsun. Benimki tavsiye niteliğinde bir düşünce.

Personel de de farklı değil
Personel taşımacılığında da durumun farklı olmadığına inanıyorum. Bu rekabet ortamında personel taşımacılığı da artık para kazanmıyor. Küçük ölçekli firmalar kapanırken büyük ölçekliler de yavaş yavaş alan değiştiriyor otomotivciliğe soyunuyorlar. Yakında bu servisçiliği yapacak adam bulamayacaklar nitelikli insan, şoför bulamayacaklar. 

Şehir içinde şehiriçi aracı olur
Türkiye’nin, bir an önce alçak tabanlı şehiriçi otobüsü üretmesi lazım. Bunu da 3-4 boy yapması lazım. Bugün Isuzu yapıyor, Otokar yapıyor ama yeterli değil. Daha ergonomik, daha kolay inip binilen, 8 metre, 9 metre, 10,5 metre, 12 metre, 14 metre… gibi taşıtlar yapıp, ara yollara küçük taşıtlar, ana yollara büyük taşıtları koyma esasına dayalı, İstanbul için yeni bir servis düzeni planlanması lazım diye düşünüyorum.

Akademik çalışma yapılmalı
Ana arterlerde raylı sistemleri mutlaka dikkate alan bir anlayış ile İstanbul’da yeni bir servis düzeninin ulaşım bilimcileri ve servisçilerle, meslek odaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yeniden yapılandırılması lazım. Kapıdan kapıya servis işi artık taşınmaz yük olmaya başlamıştır. Şartlar buysa, tahditten şu anlam çıkıyor: az araba olduğu zaman arz talep dengesi olacak, o zaman fiyatlar artacak, rekabet olmayacak. Bu çıkıyorsa hangi veli verecek parayı? Veliler bu parayı ödeyebilir mi? Bütün bunların hepsini çok boyutlu düşünmek lazım. 

Platform oluşturulmalı...
Normal şartlarda hayırcıyımdır, ama plaka tahdidine hayır demiyorum. Servisçi meslektaşlarımız plaka tahdidinin artı bir değer getireceğine inanabilirler, ama ben inanmıyorum. Plakaların ileride satılabileceğine de inanmıyorum. Yeni atıl kapasiteler doğuracak ve rekabeti artıracak. Okul ve personel servisçileri bir platform oluştururlarsa, bizler de destek vermeye hazırız. Bu işin yeniden değerlendirilmesi lazım. 
İstanbul da servisçiliğin temel esası, mesai düzenlemesi ile mümkün olacaktır. Ya büyük ölçekliye döneceksiniz ya da mesai düzenlemesi ile bir servis arabası sabah 3 akşam 3 ayak yapabilmesi lazım. Bu hem İstanbul trafiğine katkı olur hem de servisçilere büyük bir nefes aldırır. Bu, servisçilerden önce İstanbul trafiğini düşünmektir. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159