01.04.2022, 15:43

Çanakkale Köprüsü yol analizi

1915 Çanakkale Köprüsü artık kullanımda. Köprünün yapım yöntemine ve yapan girişimcilere ilişkin ödemelerin tartışılması tabii ki sürecek. Bunun yanında, bu köprünün nasıl daha başarılı işletileceği hususu da önem kazanıyor. Köprünün başarılı işletilmesi, esas olarak daha fazla gelir elde edilmesi demek. Geçen taşıt sayısı ve geçiş ücretine bağlı olan bu gelirin artması işletmecilere yapılacak ödemenin daha büyük kısmının buradan sağlanması ve hazineden daha öz ödeme yapılması imkanını getirecektir. Köprü gelirinin arttırılmasında, geçiş ücretini arttırmanın geçiş sayısını azaltması, ücreti düşürmenin ise geçiş sayısını arttırsa bile geliri düşürmesi gibi çelişkiler var. Bu yazımda geçiş ücreti konusuna fazla girmeden, köprü geçiş sayısının arttırılması yoluyla gelir artırılması üzerinde duracağım. 

Geçiş sayısı arttırma 

Çanakkale Köprüsü Trakya ile güney ve güneybatı Marmara ve devamında Ege bölgesi arasında geçiş imkanı sağlıyor. Daha fazla geçiş için bu iki yakada mevcut ve oluşacak/oluşturulacak geçiş potansiyelinin harekete geçirilmesi gerekir. Bunun için geçiş ücreti dışında, iki yakadaki köprüye yönelik yol yeterliliği önem taşıyor. Yol yeterliliğinde ise çeşitli noktalara erişebilen, talebi karşılayıcı kapasitede, kaliteli ve bakımlı yolların varlığı yoksa yaratılması yer alıyor. Bu yeterlilik konusu hem köprünün kuzeyinde yani Trakya’da hem de köprünün güneyinde yani Marmara’nın adı geçen kesimiyle Ege’de gerekli. Diğer yandan bir bölgeye gidiş ve dönüşün birlikte düşünülmesi şüphesiz ki şart. 

Köprünün kuzeyi 

Taşıt potansiyeli ve yollar açısından burayı iki bölgeye ayırmak gerekiyor. Birincisi; başta İstanbul olmak üzere Çorlu ve Tekirdağ’dan köprüye yönelen bölge. Bu bölgenin köprüye yönelik taşıt ağırlığında yüzde 70-75 düzeyinde payı olacağını düşünüyorum. Bu bölgedeki taşıtların büyük bir kısmının da yolcu taşıtı, özellikle de otomobil olması beklenir. Bu bölgeden köprüye erişimde, esas olarak D110 Yolu kullanılıyor. Bu yolda şimdilik bir yetersizlik yok. Keşan’dan sonra, köprüye dönülürken şimdi Malkara ayrımı Gelibolu Otoyolu açıldı. Bu bölge daha da rahatladı. Zaman içinde Malkara ayrımı öncesinde oluşabilecek yetersizlikler ise Kınalı-Malkara ayrımı otoyolunun yapımı ile aşılacak. Dolayısıyla bir yol sorunu beklenmemeli. 

İkinci bölge ise özellikle Edirne ve kısmen de Kırklareli illeriyle Avrupa’dan buraya gelecek taşıtlardan oluşuyor. Bu bölgenin ağırlığı diğer bölgeye göre daha az ve bu pek fazla değişmeyecek. 
Bu bölgenin bir özelliği yük taşıma araçlarının daha fazla bulunması olabilir. Köprüye gidişte yoğun olarak kullanılacak D550 Yolu ihtiyaçlara cevap verecektir. Üstelik açılan otoyol sayesinde bu yolun Keşan sonrası kesimi rahatlayacaktır. Dolayısıyla köprünün kuzeyinde önemli yetersizliklerle karşılaşılması beklenmemelidir.

Köprünün güneyi

Bu bölgeyi de köprüyü kullanma yönüyle ikiye ayırmak gerekir. 
Birincisi Bursa bölgesi. Köprüden geçen trafiğin muhtemelen pek büyük olmayan bir kısmı buraya yönelecektir. İstanbul-Tekirdağ-Çorlu, hatta Kırklareli gibi illerden Bursa’ya gidişlerin büyük ölçüde Gebze-Osmangazi yönüne yönelmesi gerekir. Zira kat edilecek mesafe bunu gerektiriyor. Dolayısıyla Bursa yönüne gidişlerin Trakya’nın Edirne kesiminden gelecek taşıtlar olması beklenir. 

Bunların da köprüden toplam geçiş sayısının 9 bin olması halinde 3 bini, 12 bin olması halinde 4 bini bulsa bile; 15 bin halinde bile 5 binin, 20 bin olması halinde 6 binin, 30 bin olması halinde 7 bin 500’ün ve 45 bin olması halinde 10 binin altında kalması beklenmelidir. Yine bu yönde yük taşıtı oranı fazla olabilir. Bandırma-Bursa güzergahındaki yol bu ihtiyaçlara cevap verebilecektir. 

Ana yön…

Köprüden geçen taşıtların gitmek istedikleri ana yön güney yönü olacaktır. Bu yönde halen Çanakkale-Ezine üzerinden Edremit’e ulaşma imkanı vardır. Kapasitesi sınırlı olan bu yolun genişletilmesi de zordur. Üstelik bu bölgedeki yerleşimler yoğun trafiğe kurban edilmemelidir. 

Edremit’ten sonra Balıkesir’e geçilebilmesi mümkün ise de güneye gidiş açısından pek bir cazibesi yoktur. Dolayısıyla Edremit sonrasında da Burhaniye-Ayvalık-Dikili-Bergama kesiminde trafik yoğunluğu ve yol yetersizliği devam edecektir. Sonrasında ise otoyol kullanım imkanı tabii ki büyük rahatlık sağlayacak. 

Köprü sonrasında güneye gidiş için var olan güzergahın ve yolun yetersizliğinin kabulü ile yeni bir yol yapımıyla yeterliliğinin sağlanması kaçınılmazdır. 

Burada akla gelen ilk güzergah daha önce çeşitli yayınlarda gördüğümüz Balıkesir Otoyoludur. Bu otoyol güneye gidişler açısından pek büyük cazibe ve avantaj getirecek mi? 

Akhisar bölgesinden Denizli yönüne gidişler dışında çok büyük cazibeden söz etmek mümkün değildir. Özellikle İstanbul çıkışlı taşıtların köprü sonrasında bu otoyolu kullanarak Balıkesir’e ulaşmaları, aynı taşıtların Bursa yönünden gelmesi halinden daha cazip olmayacaktır. Yani İstanbullu bu köprüyü kullanarak Balıkesir üzerinden güneye gitme seçeceğine pek yaklaşmayacaktır. Bu otoyol yapılsa bile pek çok taşıt mevcut Çanakkale-Edremit-Ayvalık güzergahına yönelecek ve bu yoldaki problemler artmaya devam edecektir. Bu nedenle de başka arayışlara da gitmek gerekir. 

Ben, köprü sonrasında Çan, Havran’ın doğusu ve takiben dağlık bölgeyi geçerek Bergama’da mevcut otoyola bağlanacak bir otoyolun çok da önemli olacağını düşünüyorum. Bu yol Balıkesir yönüne oluşacak talebi çok büyük ölçüde azaltacaktır. Üstelik bu yoldan Balıkesir-İzmir Otoyolu’na geçiş sağlayacak yollar da bulunmaktadır. 

Hangi yol tercih edilecek?

Ben bu düşüncelerime bağlı olarak köprü sonrasında başlayacak Çan yönündeki bir otoyolun ileri noktalarında ikiye ayrılarak Bergama ve Balıkesir yönlerine gidiş sağlaması halinde Bergama yönünün belki de Balıkesir yönünden çok daha fazla tercih edileceğini düşünmekteyim. 

Eğer Balıkesir’e bağlanmaktan vazgeçilemeyecek noktada isek bu yollara ayrılacak bir yolun, ayrıca Bergama’da otoyola bağlanması seçeneği şimdiden düşünülmeli ve planlanmalıdır. 
Ben, bu yol seçeneklerinin Çanakkale Köprüsünün başarısını arttırmak açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tabii, bunda Çanakkale sonrasındaki sahil kesiminin korunması ile bu yolun daha çok yolcu ve turizm amaçlı kullanılmasını da umduğumu ifade etmeliyim. 

Bitirirken

Uzmanlığım ve/veya bilgim olmayan konularda konuşmaktan kaçınan biriyim. Ancak taşımacılığa ve bölgeye ilgili birisi olarak, düşüncelerimi paylaşmayı bir borç bildim. Umarım en azından dikkate alınır, yoksa düzeltilmesi zor yanlışlar olabileceği endişesini taşıyorum. ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159