24.04.2023, 15:20

Güven

Güven, İyi bir yaşamın kalitesi için olmazsa olmazımız; ilk ve en önemli unsurdur fakat, asla tek taraflı değildir. Karşıya güven duymak kadar; karşı tarafın da bize güven duyması aynı şekilde gerekli ve önemlidir. Güven hissinin tek taraflı oluşması mümkün olmaz. Olduğunu varsaysak bile sadece sakat bir durum oluşur.  

Güven duymak, bireysel, kurumsal ve ulusal veya uluslararası ilişkiler için geçerli bir durumdur. Bu adil olmanın da bir gereğidir. Adil olmak söz konusu olduğunda  adaletin var ve müesseseleşmiş  olması beklenir.

Mahkeme salonlarında yazan “Adalet Mülkün Temelidir” sözündeki “Mülk” devlet anlamındadır. Bu sözde anlatılan devletin temeli de adalet olduğudur.  

Halk ve üzerinde barınılan yurt, vatanı oluşturan iki ana unsurdur. Vatanı oluşturan en büyük kapsayıcı güç ise devlettir. Devlet, hem içeri hemde dışarıya karşı hem vatanı hem vatandaşı koruyan ve kollayan halk ağzında “Baba” olarak nitelendirilen adil ve şefkat ile muamele etmesi beklenen bir kurumdur. Bu yüzdendir ki temeli adalet olmak zorundadır. Değilse, azameti olan, adaleti olmayan bir hilkat garibesine dönüşür. Korku temalı bir yönetim ile hem yönetenler hem yönetilenler huzursuz ve mutsuz olurlar. Bu tarz bir yönetim ilelebet devam edemez. 

Bireyler için, aile içinde başlayan ve okul sıralarında devam eden güven, yaşamın içinde hep var olmak zorundadır. Eşlerin birbirlerine güvenmesi,ebeveyn ve çocukların arasındaki karşılıklı güven sonraları hayatlarının her aşamasında belirgin şekilde yer alır. 

Siyaset ve ticarette de  güven ilk önceliktir. Güvenin oluşabilmesi için muhatapların söyledikleri ile yaptıkları örtüşmesi lazımdır. Bireyler ve hatta kurumlar arasında çıkabilecek ihtilaflar için hüküm verebilecek mahkemeler yani adalet sistemi dizayn edilmiştir. Burada görev yapan yargıçların bağımsızlığı teminat altında olmalıdır. Baskı ve etki altında kalmaması verecekleri kararın sağlığı ve sağlamlığı açısından önemlidir. 

Adaletin bağımsızlığını temin edip koruyan devlet olmalıdır. Devletin yönetim katlarındaki hiç bir şahıs adalete müdahale edebilecek güç ve cesareti bulamamalıdır. Ancak bu şekilde nitelikli bir yönetim tesis edilebilir. Bu husus o kadar önemlidir ki, bir gün belki ki onların da yargıç karşısına çıkmaları söz konusu olabilir.  “Men dakka dukka” sözü, istisnasız herkes için geçerlidir. 

Eşlerin arasındaki güven, samimiyeti doğurur. Böyle bir ortamın huzur ve mutluluk getirmesi son derece olağandır. Yetişecek çocukların sağlıklı ve dingin bir ruh haliyle gelişip, erişkin ve sonrasında ise yetkinlik sahibi olmaları sonucunda ortaya çıkan bireyler, yaptıkları her işi hakkaniyetle ve dürüstçe yapmaları söz konusu olacaktır. Bu durum muhataplarının da güven  duymalarını sağlar.  

Bir kişinin sağladığı güven veya güvensizlik,  temsil ettiği marka yada müesseseye mal edilecektir. Polisiye tedbirler ile insanı tam olarak kontrol etme şansına sahip değiliz. Bu nedenle eleman seçerken doğal olarak güven veren kişileri tercih ederiz. 

Bir ortamda net ve kesin kurallar varsa müşteri ve/veya vatandaş yapılan işten emin olur, güven duyar ve sonuçta o işin bitiminde huzur ile ortamdan ayrılır. İnisiyatif, kuralların tükendiği anda devreye girer. Detaylar dahil belirlenmiş bir sistemde kişiye göre işlem yapılmaz. İnisiyatif yer almaz.  

Toplumda, hukukun üstünlüğü hakim değilse, bu defa üstünlerin hukuku devreye girer ve hüküm sürer. Ki bu da, bozulmanın kokuşmanın başlaması ve sonunda her bir organın çürümesi ve kangren olması ile sonuçlanacak vahim bir sürec demektir. 

Böyle bir toplum için, Akibet-İstikamet-Karacaahmet üçlemesi kaçınılmazdır. 

Hepimizin Mübarek Ramazan Bayramı kutlu olsun. 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

Ülke olarak, sağlıkla, huzurla ve mutlulukla bir arada geçireceğimiz nice bayramlar dilerim.

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159