15.11.2021, 12:36

İş işten geçmeden

Hayatının çeşitli evreleri var. Her bir evre öncelikleri ve değerleri ile bir öncekinden farklılık gösterir. Buna değişim de denilse de aslında dönüşüm ve gelişimdir. Gelişmenin olmadığı yerde durağanlık söz konusudur ki, bu hayatın anlamına terstir.

Doğduğumuz andan itibaren önce büyüklerimiz,  ailemiz,  çevremiz ve medya şimdi de sosyal medya sürekli olarak bizi güdülendiriyor.  Her ne kadar bu kalıplara uymadığımızı bu kalıpların dışında kalmaya çalışsak da her zaman çok mümkün olmuyor.

Bundan birkaç hafta önce yazdığım yazıda de belirttiğim üzere  yapılan bir deneyde bazı insanlar ayıplanmamak için ve diğerlerinin kendisinden daha çok bildiğine  inandıkları için yanlış cevabı diğerleriyle birlikte doğru olarak işaretleyebildikleri bilimsel olarak kanıtlandı. 

Taşıma Dünyası’nın her sayısında yazdığım her bir yazı için hatırı sayılır araştırma yapmanın yaşamıma olumlu yönde katkı sağladığına inanıyorum. 

“Bugünkü aklım olsaydı” laflarına geçmişte hiçbirimizin itibar etmediğini biliyoruz.  Hatta büyüklerimizi yapamadıkları için hayıflanmalarını alaycı bir şekilde dinlerdik.

Şimdilerde ben aynı şeyi söyler oldum;  ’Bugün ki aklım olsaydı’ diyorum. Ancak bunu para kazanma, statü sahibi olma,  maddi değerler anlamında söylemiyorum. Pek çoğumuz para kazanmak uğruna ailemizi ihmal ettiğimiz için çocuklarımızın ne çabuk büyüdüğünü  bile göremedik.  Çünkü bize para kazanmanın en önemli şey olduğu lanse edildi kapitalist düzende. 

Hiç hatırımdan çıkmayan bir olay, Atlı Köşk’ün bahçesinde rahmetli Sakıp sabancı ile yapılan bir röportajda “Ben çok fakir bir adamım. Oğlum Metin’e bir top, bir ayakkabı bile alamadım” demişti. Belki Aynı şey değil ama oğlumla daha çok vakit geçirmeyi, top oynamayı, uçurtma uçurmayı ne kadar çok isterdim.

Şimdiki aklım olsaydı…

Aynı şekilde kendi hayatım, ilişkilerim için yaptığım hataları gözden geçirdiğimde bugüne kadar  karşı tarafa yüklediğim kusurların  aslında benim kusurlarım olduğunu çok daha net anlıyorum.

Şimdiki aklım olsaydı lafları ile son pişmanlık fayda vermez.  Allah herkese akıl fikir düşünce feraset ihsan etmiş. Düşünseydin kardeşim. Başkalarını suçlamanın anlamı yok. Bütün bu yaşadıklarının tek suçlusu sensin hiç kimse değil. Etkisi olanlar olabilir ama sonuç senin eserindir. Kendim ettim, kendim buldum şarkısını söylemenin bir anlamı yok. Geçmişe dönüp yaşamanın imkansızlığını bilerek herkes yaptıklarının bedelini ödeyecek bir şekilde. 

men dakka dükka

Bu sadece benim özel hayatıma ait tespitler değildir. Bu yazıyı okuyan her kişi ile benzer paydada buluşabiliriz. Hangi yaşta, cinsiyette veya etnik kökende ve eğitim seviyesinde olursanız olun geçmişi irdelediğimizde yaşarken görmediğimiz ve hatta hedeflerimiz veya hırs ve ihtiraslarımız yüzünden pas geçtiğimiz ama iş işten geçtikten sonra farkına vardığımız olaylar mutlaka vardır.  Kişisel olarak kendi üzerimden yaptığımı bu girişi istediğiniz her kişiye ve her alana tahvil edebilirsiniz. 

Ticarette, siyasette iş hayatımızda o gün için doğru ama bugün için keşke yapmasaydım dediğimiz olaylar mutlaka vardır. Bunlardan bir kısmı telafi edilebilirse de pek çoğu için artık çok geçmiştir. Hayatta olmayan insanlarla yüzleşmemiz hatta helalleşmemiz de mümkün olamayacaktır. 

Gerçek kişiler için söz konusu olan bu yargılama tüzel kişiler yani şirketler için de söz konusudur. Ve hatta çemberi biraz daha genişletirsek ülkeler bazında bile düşünebiliriz.  

Hatalardan ders çıkarmak erdemdir

Sonuçta şirketleri ve ülkelerin yöneticileri de insandır.  İnsanın olduğu her yerde hata söz konusudur. Hataların tekrarı yanlışlık haline dönüşür.  Bu uzun girişten sonra yaptığımız hataları açık yüreklilikle dile getirmek mümkün olsa neler gündeme gelir acaba ?

Siyaset için de elim kırılsaydı, gibi lafları geçmişte duyduk, şimdi de duyuyoruz. Bunun bir faydası olmasa da nadim olmak ve hatalardan ders çıkarmak da erdemdir. 

Her geçen gün her birimiz için hayat daha karmaşık ve daha zor oluyor. İnsan azgınlığı ve bozgunculuğu ile dünyayı her şekilde tahrip ediyor. Bunun neticesinde iklim, gıda ve yaşam şekli başkalaşıma uğruyor. 

Bizler bir şekilde yaşadık kalan zamanı idare ederiz diye düşünsek de -her şeyi onlar için yaptığımızı iddia ettiğimiz- çocuklarımız adına da vakit daha da geç olmadan aklımızı başımıza almamız gerekmiyor mu?

Hedefi bir iş, yada sektör yada ülke bazından daha büyük bir çemberde düşünmemiz gerekli. 

Aynı şeyleri Cumhuriyetimizin değerleri için de düşünmeli, Bugün elde edilen kazançları kaybetmeden ve işin doğrusu iş işten geçmeden akılcı bir tavır sergilememiz gerekiyor.

Başka Türkiyemiz yok. Gidebileceğimiz  başka dünyamız da yok. İş işten geçmeden harekete geçmek elzem oldu. Bu vesileyle cumhuriyetimizin 98. yıl dönümünü kutladığımız Cumhuriyet Bayramımızın hepimize kutlu olmasını diliyorum. 

Nice yıllara hep birlikte… ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159