Köstek olma destek ol
İnsanın deneyimlemediği bir hususu ifade etmesi gerçekten kolay bir durum değildir. Her ne kadar kitaplar ve filmlerden izlemiş olsak bile; bir yere seyahat etmek, kitap ya da görselde edindiğimiz bilgilerin çok daha fevkinde bir donanıma sahip olmamızı sağlar. Çünkü kitap ve görsel olarak izlediğimiz filmlerde duygularımızın tamamı devrede olmayacaktır.
Sıcak-soğuk ya da tatlı-tuzlu gibi, koku gibi kavramlar eksik olunca beynin bunu tam olarak algılaması çok mümkün değil. Beş duyunun tatmin olduğu durumlar ancak oyunun içine tam girdiğimizde 360°lik bir çevresel ortam sağlanmasıyla mümkündür.
Aynı şekilde yetiştirilme koşulları da bir deneyimdir. Ege’de doğan ve yaşayan bir adamla, Doğuda yaşayan adamın kültürel ve yaşama bakış şekli de farklıdır. Bu hususlar ancak deneyimlenip bilgi sahibi olunduğunda anlaşılabilir.
Bizim sektörümüz gerçekten de böyle kültürel bir birikim sağlandığı takdirde yorumlanabilecek alanlardan biridir. Sektördeki süreçleri yaşayanların beklenti ve deneyimlerini üreticilere aktarılmasıyla bugün kullanılan araçlar çok daha fonksiyonel hale gelmiştir. Sektör gerçekten yaşayan bir organizma gibi sürekli bir devinim içerisindedir.
Her organizma, doğar, gelişir, olgunlaşır ve sonunda ölür. Ancak bütün canlılar ölümü düşünmeden hayatını devam ettirmek adına sürekli çaba sarf eder.
Son iki yıldır yaşanan olaylar, tüm dünyayı etkiledi.
Pandemi ile -her ne kadar çok inanmamış olsam bile- başlayan durumlar o kadar büyük değişiklikler gündeme getirdi ki para el değiştirdi, güç el değiştirdi ve birkaç kişi dışında herkes bu işten olumsuz etkilendi.
Sektörümüz bu anlamda olumsuz etkilenenler içerisinde yer alıyor. Pandemiyi atlattığımızı düşündüğümüz bu günlerde ortaya çıkan savaş sebebiyle başka bir darbe ile karşılaştık.
Dünya artık o kadar küçüldü ki, başka bir bölgede yaşanan savaş nedeniyle direkt etkilenir haldeyiz.
Savaş nedeniyle dünya borsalarında petrol anormal bir artış gösterdi. Paramızın çok güçlü olmadığı, o yüzden de sürekli değer kaybettiği böyle bir ortamda sahip olduğumuz kaynakların da neredeyse tükendiği izlenimini ediniyoruz.
Devlet yönetimi fiyat artışlarını regüle edecek bir durumda olmadığını açıkça gösterdi. Günlük değişen petrol fiyatları yüzünden sektörümüz ne yapacağını bilemez bir duruma geldi.
Yerleşmiş düzene göre üçer aylık dönemler halinde fiyat alınabilirken, günlük değişimler sebebiyle otobüsçü esnafını ne yapacağını bilemez hale getirdi.
İnsanı korkutan şey bilinmezliktir. İnsan bilmediği şeylerden korkar, karanlıktan korkar, çünkü önünde ne çıkacağını bilmez. Şu an işte böyle bir ortam yaşanıyor.
Kimse bir gün sonrasının ne olacağını bilmiyor, nasıl bir fiyat politikası uygulayacağını bilmiyor. Geçen hafta açılan 1915Çanakkale Köprüsü ülkemiz için önemli bir eserdir.
Bir haftalık ücretsiz kullanım süresi sona erdiğinde otomobil için belli olan geçiş ücreti, otobüsçü için 250 TL olarak belirlendi. Malkara ve Gelibolu Otoyolu için de 120 TL oldu. Bu rakamlar şu an için uygun görünüyor.
Böyle devam etmesi en önemli beklenti. Elbette teknolojik imkanlardan yararlanmak çok güzel, ama fayda ve maliyet konusunu da her işletmecinin düşünmesinden doğal bir şey olamaz.
Sürekli artan petrol araç fiyatları, otoyolların ve geçiş ücretlerinden abartılı fiyatları geniş halk kitlelerine hizmet veren bu sektörü yaralayan ve neredeyse ölümüne sebep olacak nahoş gelişmelerdir.
Sektörün misyonu sadece para kazanmak değildir.
Karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörü, askeri, öğrenciyi, gurbettekini kavuşturan geniş halk kitlelerine hizmet veren bir yapıdır. Bu anlamda bir destek beklemekte hakkıdır. Hava ve deniz ulaşımına sağlanan destekler bu alandan da esirgenmemelidir. Özellikle çiftçi ve profesyonel insanların kullandığı motorinin üzerindeki vergi yükü kaldırılarak biraz rahatlama sağlanmasından doğal bir şey olamaz.
Bu sektörde çalışan, direksiyon sallayan adam eğer motor şanzıman dağıtırsa, ülkenin direksiyonundakilerin de motor şanzıman dağıtması kaçınılmazdır.
Bizden söylemesi… ■
