26.07.2017, 12:40

Kötü sürücüye prim verilmesin

Gazetelerde önemli bir haber yayımlandı.  Habere göre, yılda üç veya daha üzere kaza yaptığı belirtilen 32 bin sürücü başta Hazine ve Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere tüm kurumlarla paylaşılarak yakın takibe alınmış. Takip sonucu bunları bulduklarında, herhalde madalya takmayacaklar. Bunun üzerine konunun sigorta ile ilgili yanını bir kez daha yazma gereği duydum.

Sigorta nedir?
Sigorta, bir riskin paylaşılması veya başkasının üzerine alması işlemidir. Riskli kişi bir güvence satın alıp, riskin tamamını veya bir kısmını üzerinden atmaktadır. Tabii, riski büyük olanın güvence ihtiyacı da büyük olacaktır.  Peki, bu güvence için bir karşılık ödenecekse bu ne kadar olacak?

Serbest piyasa 
Ülkemizde geçerli olan serbest piyasada mal ve hizmetlerin fiyatı pazarda belirlenir. Devlet normalde bunlara karışmaz. Devlet, pazarda yeterli satıcının veya alıcının olmasını sağlar ve bunların rekabet etmesine imkan verir. Pazardaki mal ve hizmet miktarı yetersiz görülürse ithalat yapar. Buna rağmen rekabeti sağlayamazsa ancak fiyatlara doğrudan müdahale edebilir. 

Sigorta piyasası 
Ülkemizde faaliyet gösteren yani pazarda yeterince sigortacı var. Peki, bunlar rekabet ediyorlar mı? Kanaatimce evet. Rekabet etmediklerini düşünenler Rekabet Kurumuna bunları şikayet edebilirler. Nitekim edildi, ancak rekabetsizlik hali tespit edilmedi. 

Zorunlu sigortalar
Araç işleten kişilerin başkalarına vereceği zararlara karşı yeterli güçlerinin olmayabileceği düşünülerek onlara güç kazandırılması benimsenmiş, bu da zorunlu sigortaları getirmiş. Ferdi koltuk kaza sigortasını bir tarafa bırakırsak, ülkemizdeki ana sigorta trafik sigortası oluyor. Buna bir de taşımacılık sigortası eklenmeye çalışıldı ama olmadı.

Güvence miktarları 
Zorunlu sigortalarla ne kadar güvence sağlanması gerektiğine devlet karar veriyor.  Bu, eskiden beri böyle. Önceden, zorunlu sigortaların güvenceleri ve teminat miktarları yıllık olarak belirleniyordu. Şimdi, uzun vadeli olarak açıklanıyor, sigortacılar da önlerini görüp hesaplarını buna göre yapıyorlar.

Sigorta primleri
Önceden primler devletçe belirleniyordu ve neredeyse sabitti, pek az farklılıklar vardı. Sonunda serbest piyasaya gelindi. Ne oldu? Riski yüksek olanın çok prim ödeme durumu  doğdu. Kimdi riski yüksek olanlar? Kazaya çok karışanlar ve trafik canavarı diyeceğimiz kişiler… Ama buna rağmen riski yüksek olan bu kişilerin trafik sigortasındaki primlerinin yüksek olmasına anlaşılamaz şekilde itiraz edildi. TOBB ve TESK gibi kuruluşlar da bunların savunuculuğunu yaptılar ve primlere tavan getirilmesini sağladılar. Tavan ne demekti: kötülerin ödeyeceği prim sınırlanacak. Bunların verdikleri zararlar yanlarına kâr kalacak. Bunların zararlarını sigortacılar çekecek ve diğer sigorta ettikleri kişilere aktaracaklar.

Gazete haberi 
Gazetelerde son üç yılda üç veya daha üzeri kazaya karışan 32 bin sürücüden söz ediliyor. Ayrıca bir kamyon şoförünün 3 yılda 29, bir başka kamyon şoförünün de 2 yılda 24 kaza yaptığından söz ediliyor. Bunların ötesinde araç türlerine göre kaza sayıları verilmiş. 
Yıllık, 2 ve üzeri, 3 ve üzeri, 4 ve üzeri kaza yapan araç sayıları belirtiliyor. 4 ve üzeri kaza yapan araç sayıları şöyle: Kamyon 684, kamyonet 187, minibüs 150, 18-30 koltuklu otobüs 100, 31 koltuk üzeri otobüs 21, taksi 16, toplam 1158. Bunda 4 veya üzeri kaza yapan veya uzun vadede yaptıkları kazalar belirli bir rakamın üzerine çıkan kişilere ödeyecekleri sigortayı sınırlayarak yardımcı olunması gerekir mi, doğru mu?

Trafiğe çıkmaları engellensin 
Kanaatimce bu, tam anlamıyla trafik canavarı olan bu kişilere destek olmaktan başka bir şey değildir.  Bu bir anlamda onlara destek olmak, onların mağdur etiği insanlara ve sigortacılara ve dolayısıyla diğer sigorta ettirenlere de zarar vermek demektir. Bırakınız bunlara destek olmayı, ödeyecekleri primleri azaltmayı, bu türden sürücü ve araçların artık trafiğe çıkmalarının engellenmesi gerekir. Henüz engelleme yok, ama takip ediliyor olması iyi bir şey. İnşallah devamı gelir. 

Bir başka bakış açısı
Ülkemizde konut sigortası zorunlu. Ama insanlar kısmen yaptırıyor. Yaptırmayanlara afet olduğunda devlet hiçbir ayrım yapmaksızın yardımcı oluyor. Aynı şey diğer afetler için de geçerli. Bu anlayış sürerse sigortacılık gelişmez. Keza kötü kişilerin sigorta primlerini sınırlamak da öyle. İsterseniz trafikte de zorunlu sigortayı kaldıralım, bunların vereceği zararları devlet ödesin. Böylece kötülüğe daha çok prim vermiş olur, kazaları da daha çok artırmış oluruz. Belki böylece içi rahat eder birilerinin. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159