26.09.2017, 17:13

Ölümlü kazalar artık tüm medyada

Bu haftaki yazımda gazetemizin manşetinde yer alan trafik kazası haberlerinin duyurulması konusuna yer vereceğim. 
İnsanların davranışları her zaman birilerini rahatsız etmiştir veya birileri bu türden şikayetlerde bulunmuştur. Bu nedenle başkalarını rahatsız etmeyen veya rahatsızlık beyanı haklı görülmeyen doğrular aranmaya çalışılmıştır. Bu çabalar tarihin ilk dönemlerinden beri süre gelmiştir.  Magna Carta ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi bunun en bilinen örnekleridir. Bugün de Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar bu türden kurallar koymaya çalışmaktadırlar.  Bazı kişi ve ülkelerin geliştirdikleri kurallar, zaman zaman diğerleri tarafından da kabul edilmektedir. 

Düzenlemeler
Ülkeler anayasa, yasa, tüzük, yönetmelik, teblig, genelge, yönerge gibi metinlerle insanların tabi olacağı doğruları belirleyip detaylandırmaktalar. Bunun ötesinde din ve ahlak normları da önemli belirleyici. Bütün bu çabalara rağmen her alanda her şeyin belirlendiğini söylemek mümkün değil. Üstelik önceden belirlenenler zaman içinde eskiyebiliyor. Medya da böyle. 

Haber nasıl verilecek? 
Medyaya ilişkin çeşitli uluslararası ve ulusal düzenlemeler bulunmakta. Buna rağmen her şeyin belirli olduğunu söyleyemeyiz. Bir olayın haberinin verilip verilemeyeceği, verilecekse nasıl verileceği en çok tartışılan konulardan. Bireylerin tartışmaları faydalı olsa da pek de sonuç getirmiyor ve iş sonunda medyanın kendisine düşüyor. 
Gazeteler okur temsilcileri aracılığıyla okurlarının görüşlerini toplayıp değerlendirmeye çalışıyorlar. Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici bu açıdan dikkat çekici bir önem taşıyor. İsimlerin Kodlanması ve Fotoğrafların Buzlanması Kılavuzu’nu hazırlayıp tartışmaya açmış bulunuyor.  İçinde de çocuklarla ilgili suçlar ve cinsel saldırılar konusu da yer alıyor ve geliştiriliyor. Bunlar faydalı çabalar. 

Trafik kazası haberleri 
Bildirici’nin çabalarıyla trafik kazası haberlerinin yazımı konusunda bir metin hazırlandı. Anadolu Ajansı’nın da katkılarıyla kabul edilip kesinleşti. Ülkemizdeki 26 medya kuruluşunun buna itibar etmesi  hem konunun önemini, hem de bu metnin beğenilişini anlatabilir. Gazetemizin manşetinde yer alan Trafik Kazası Haberleri Yazım Kılavuzu’nu burada tekrarlamayacağım. Ancak Bazı hususlar üzerinde durmak istiyorum.

Kılavuza bakış 
İkinci maddede firma isminin açıklanması var. Burada firma veya sürücünün suçlanmaması esas alınıyor.  Kesin ifadelerden kaçınılacağı belirtiliyor. Bunun ötesinin haber değeri olduğu kabul edilmeli. 
3’üncü maddede başlangıç aşamasında otobüs veya sürücünün kusur oranının yazılamayacağı, yorum yapılamayacağı belirtilmiş. Bu da olası suçsuzların haksız zarar görmemesi açısından önemli. 
6’ıncı maddede başkalarına çamur atıcı isimsiz açıklama ve demeçlerin kullanılmaması varsa isim ve ünvanının yazılması çok yerinde.  
Kaza sonrasında rapor ve diğer belgelerin, hazırlandığında konu edilmesi haber takibi açısından, suçsuzların korunması ve suçluların afişesi açısından yerinde.
Son madde kazalara önlen alınmasını ve insanları bilinçlendirmeyi önemsiyor. Eğitici, öğretici uzman görüşleri de bu kapsamda yer alacak.  

Bakış açımız
Taşıma Dünyası haftalık bir yayın organı. Yayınlandığında kaza haberleri eskimiş oluyor. Bu açıdan pek  yer bulmuyor. Bu asla kazaları önemsemediğimiz anlamında yorumlanmamalı. Biz bu kapsamda olaya geniş bakarak, trafik ve taşıma güvenliğinin artırılmasına katkı yapmaya çalışıyoruz. Bunun da yeni kılavuzun adı geçen son maddesi kapsamına  tam uyduğunu görüyoruz.  Bu yöndeki çabalarımızın süreceğinden de kuşku yok. 

İster beğenin, ister…
Bu konuyu gazetemizin manşetine ve köşe yazıma taşımamı beğenmeyenler olabilir. Onlar bilmelidirler ki, bu bir olgu. Medya kabul edip yürürlüğe koymuş. Beğenseniz de beğenmeseniz de bu böyle. O zaman otobüsçülerin bunu bilmeleri ve değerlendirmeleri gerekiyor. Bu haberlerden zarar görmemek için tek çareleri taşıma güvenliğini arttırmak. Birde şu olabilir. Eğer bu ilkelere göre verilen haberlerden rahatsızlık ve haksızlık duyuyorlarsa bunu medya kuruluşları ile tartışıp bu kılavuzu değiştirmeye çalışmaları gerekir. Aksi halde görmezden gelmek, devekuşu gibi kafayı kuma sokmaya benzer. Siz istemeseniz de bunlar, bu ilkeler çerçevesinde yazılmaya, söylenmeye, gösterilmeye devam eder. 

Mücadele yolu
Bazıları alışıldığı üzere “kazaya karışan firma isminin yayınlanmasından biz zarar görürüz bu nedenle yayınlanmamalı” diyecektir. Bu türden bir savunma yetmez. Önemli olan kamunun zarar mı göreceği yoksa fayda mı? Kamunun zarar göreceğini anlatıp ikna edebilirseniz, başarılı olursunuz. Aksi halde mevcut durum devam eder. Gerisi size kalmış. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159