07.11.2016, 11:49

Otobüsçülerin gündemi hep yoğun…

Yazıma bu konuyu ve başlığı seçtikten sonra gazetemizin geçen sayısındaki Sayın Mevlüt İlgin’in “Taşımacının gündemi yoğun” başlıklı yazısını hatırladım. Gazetelere göz atarken de Sayın İlgin’in, Ulaştırma Dünyası gazetesinde “Sektörün gündemi yoğun” başlığıyla aynı konuları işlediğini görmüştüm. Bizim, şehirlerarası otobüsçüler kendilerini dünyanın merkezinde gördüklerinden taşımacı veya sektör deseler de sadece kendilerinin anlaşılacağını düşünürler. Ben ise otobüsçü deyip sadece bu konuyla sınırlı kalmaya çalışacağım.

Gündem hep yoğun
Yakından takip etme fırsatı bulduğum 20 seneden beri otobüsçülerin işlerinin hep zor olduğunu, gündemlerinin yoğun olduğunu bilirim. Acaba niye? İşleri hep mi bozuk, hep mi şikayet ediyorlar, buna alışmışlar mı bilemem. Bir de içinden çıkmak için birlikte hareket etme gereği hep vurgulanagelmiştir. Hani şu “ülkemizin geçmekte olduğu zor günler, zor koşullar nedeniyle birlikte olunması” şeklindeki mesajları çocukluğumdan beri duyageldiğim gibi… 

9 Kasım TOBB toplantısı…
Başbakan veya ilgili Bakanların TOBB Sektör Meclisi sözcülerini dinledikleri geleneksel toplantı bu sene 9 Kasım’a planlandı. Bilindiği gibi bu toplantıda çok sayıdaki sektör meclisi dertlerini anlatıyor. Bunun için her meclise sınırlı süre ayrılabiliyor. Bu kapsamda seçilen 5 ana sorunun sunulmasına imkan veriliyor. Tabii, bu kapsam ve sınırlar otobüsçülere yetmez (aynı şeyi pek çok sektör düşünüyordur mutlaka). Ancak çok dertli olduklarını söyleyen, çok örgütlü otobüsçüler götürecekleri beş konuyu zamanında belirleyip duyurmadılar. Halbuki bunların tartışılarak belirlenmesi lazım. Bir de sektör içinde kimlere pay ayrılacağı önemli. 

Sektör meclisi yapısı
Bilindiği gibi, yolcu-yük ayrımı olmaksızın önceden tek sektör meclisi vardı. Burada seslerinin duyulmadığını düşünen otobüsçüler ayrı bir meclis istediler ve bu yapıldı. Şimdiki mecliste kısa mesafe (şehiriçi-iliçi) ve uzak mesafe (şehirlerarası-uluslararası) yolcu taşımacıları var. Uzak mesafede tarifeli taşımacılar yanında bunların üç katı büyüklükteki turizm taşımacıları yer alıyor. Kısa mesafede ise şehiriçinde turizm, servis ve hatlı toplu taşımacılar bulunuyor. Hepsine temsilde ve TOBB’daki sunumda pay ayrılmalı. Böyle olunca hep çok dertli olan şehirlerarası tarifeli taşımacılara düşen pay yetmez. En iyisi sadece onlara bir meclis yapılmalı! Kim bilir, belki de TOBB dışında müstakil bir organizasyon!

Hava ve denizyolu taşımacıları ayrı meclislerde temsil ediliyor. Eğer değişmediyse demiryolu taşımacıları da karayolu yolcu taşımacılığı sektör meclisinde temsil ediliyordur. Bu da ayrı bir yük getirebilir.

Erteleme fırsatı
Bu yazıyı hazırlarken 9 Kasım’daki toplantının ertelendiğini duydum. Kısa süre kalmasına rağmen, konuşulup tartışılarak 5 konunun belirlenmesi ve duyurulması mümkün olmadığı gerçeği karşısında bu ertelemeyi bir fırsat kabul etmek gerekir. Çeşitli taşımacılar arasında şehirlerarası tarifeli taşımacılara ancak bir özel konu düşebilir, yoksa diğerlerinin hakkı yenir. Bu tek konu da, bana göre Üçüncü Köprünün zorunlu kullanımının sonlandırılması olmalıdır. Bunu başarsınlar yeter. 

D1 - D2 ayrımı niye?
Diğer köprülerden geçiş şehirlerarası tarifeli taşımacılara yasakken turizm taşımacılarına serbest. Acaba niye? Bana kızacaklar ama ben bunu anlayamıyorum. Bilindiği gibi hatlı tarifeli taşımacılar şehiriçi ve şehirlerarası diye ayrılabilir. Şehiriçi olan belediye otobüsleri, halk otobüsleri, servisler hatta taksi dolmuşlar eski köprüleri kullanabilirken D1 belgeli şehirlerarası olanlar kullanamıyor. Önceden şehiriçi turizm taşımaları D2 belgeli otobüslerle yapılıyordu. Şimdi, bu belgelerle belediye alanında taşımacılık yapılamıyor ve belediye alanında taşımacılık için belediyeden izin belgesi alınması gerekiyor. Artık turizm taşımaları da belediyeden izinli şehiriçi ve bakanlıktan izinli D2 belgeli şehirlerarası taşımalar şeklinde ayrıldı. Bunların her ikisi de eski köprüleri kullanabiliyor. Tarifeli ve turizm ayrımı yapılmayan şehiriçi taşımacıları kabul etsek bile uzak mesafe taşıma yapan otobüslerden D2 belgeli olanların bu köprüleri kullanabilmelerine rağmen yine uzak mesafe taşıma yapan otobüslerden D1 belgeli olanların kullanamamasını anlamak mümkün değil. Köprülerin kullanımına ilişkin kurallar arasında D1 - D2 diye bir ayrım yok. Turizmciler bu bakışıma kızmasınlar. Bence bu bakış, hepsinin kullanabilmesi imkanını yaratmada faydalı olacaktır.

Gündemde yer aldığını gördüğümüz TBMM’deki 23 Kasım sektör meclisi toplantısı için de yukarıdaki düşüncelerim geçerlidir. 
NOT: Adaletsizliğin mağduriyetini yaşamış bir kişi olarak Sayın Galip Öztürk’ün de yaşadığını duyduğum bu türden mağduriyetin bitmesine ve ülkeye dönmesine sevindim. Kendisine “geçmiş olsun” diyor, sağlıklı ve başarılı günler diliyorum. ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159