11.09.2016, 14:28

Üçüncü köprüde yanlış işler!

 

Türkiye, denizle ayrılmış iki parçadan oluşuyor. Asya yakasında Anadolu ve Avrupa yakasında Trakya şeklinde... İstanbul da bu iki yakaya birden yerleşmiş. Bunlara, ayrıca Anadolu ve Rumeli yakaları da deniyor. Bazıları Rumeli kelimesinin söylenmesinden hoşlanmayabilir. Ama bir yakada Anadolu Hisarı, Anadolu Kavağı ve Anadolu Feneri varken diğer yakada Rumeli Hisarı, Rumeli Kavağı ve Rumeli Feneri olduğunu görmezden gelemeyiz.

İki yaka ulaşımı

Asırlar boyunca, iki yaka arası taşımalar sadece denizyoluyla yapılmış, Çanakkale Boğazı’nda hâlâ öyle. Denizyolu özellikle araba vapurları ile yapılan araç geçişlerine yetmeyince ilk köprü yapıldı: Boğaziçi Köprüsü. Bu da yetmeyince, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü eklendi. Sadece yaya geçişi için var olan vapurlara ek olarak ilk denizaltı tüneli açıldı: Marmaray. Şimdi de 3’üncü Boğaz Köprüsü devreye girdi: Yavuz Sultan Selim. 20 Aralık’ta sadece araç geçişi için yapılan Avrasya Tüneli de açılacak. Ayrıca hem raylı sistem hem de araç geçişine imkan verecek bir tünelin çalışmaları da sürüyor. Bu arada Kazlıçeşme-Halkalı ve Ayrılık Çeşmesi-Pendik bağlantıları yapıldığında Marmaray’ın, bugünkünden çok daha büyük bir kapasiteyle hizmet vereceğini de belirtelim. Avrasya Tüneli ve Marmaray’ın tamamlanması mevcut köprülerin yükünü epey hafifletecek.

Zorunluluk geldi

Üçüncü köprünün açılışı sonrasında, bu köprünün hangi araçlarca kullanılmasının uygun olacağı gündeme geldi. Normal olarak, isteyen herkes bu köprüyü kullanabilmeli. Tabii, istemeyen de kullanmamalı. Bunu kullanmamak demek, tabiî ki diğer köprüleri kullanabilmek demek. Ama böyle olmadı. Bunun üzerinde durulmalı.

Sorumlu kim?

Önceden mevcut ulaşım sistemine Marmaray, Avrasya ve Yavuz Sultan Selim projeleri eklendi. Niye? Ulaşım talebi karşılanamadığı için. Yani, mevcut iki köprü ulaşıma yetmediği için. Bu köprüler ve yollarında yoğun trafik yaşandığı için. Tabii ki bundan köprüler sorumlu değil. Sorumlu olan buraları kullanan araçlar ve sahipleri.

Peki, araç türü açısından bir ayrım yapılabilir mi? Yoğunluğun sorumlusu, yük taşıyan kamyonlar ile toplu taşıma yapan otobüslerdir diyebilir miyiz? Kesinlikle hayır. İlla yetersizliğin bir sorumlusu olacaksa, bu, otomobiller olmak zorundadır. Geçen araçların yüzde 95’ten fazlası belki de yüzde 98-99’u otomobil değil mi?

Köprü ayrımı

Hangi taşıtların hangi köprüyü kullanmaları gerekir diye bir değerlendirme yapmalı mı? Bana göre gerekmez. Ama gerekirse tercih edilen köprüyü kime tahsis etmeli? Tabii ki iyi olan taşıta. Söyleyin bana; iş yapan ticari taşıtlar mı, yoksa zorunlu olmadıkları halde çoğu zaman bir kişiyle köprüleri kullanan özel otomobiller mi iyidir? 30-40 kişiyle seyahat eden otobüsler dururken, iyi durumda olan köprüleri keyif aracı olan otomobillere ayırmak hangi akla uyar? Ulaşım sorunlarının çözümü toplu taşımadır diyen resmi ve akademik çevreler bu yanlışı niye görmezler? Çünkü bu işin edebiyatını yapma dışındaki yaşamlarında, onlar da özel otomobilleriyle seyahat ediyorlar. Bir de şunu belirteyim ki; toplu taşıma demek sadece raylı sistem demek değildir. Raylı sistem iyidir, ama yetmez. Bunun otobüs türünden taşıtlarla desteklenmesi zorunluluktur.

Otobüsü anlamak

Bu arada, köprülerden geçen otobüs türü taşıtların sayısı kaçtır? Ben bilmiyorum, ama belediye otobüsü, turizm otobüsü ve servis aracı olarak hizmet verenler eski köprüleri kullanmaya devam

ettiklerine göre, geriye sadece şehirlerarası otobüsler kalıyor. Asya- Avrupa geçişli otobüs seferi sayısının günlük ortalaması 1000’i geçmez. İstanbul’daki köprü trafik yoğunluğunun sorumlusu bu 1000 otobüs müdür? İnsanı güldürmeyin Allah aşkına. Toplu taşıma araçlarının ve bu kapsamda şehirlerarası otobüslerin istediği köprüyü kullanmasının uygun ve doğru olmasının ötesinde, bu taşıtların özel otomobillere göre ilave hakları olmalıdır. Bu da yetersiz yol ve köprülerde tercihli şerit ayrılması şeklinde olabilir. İstanbul’un içinde yetersiz olan yollarda bir şeridi metrobüs adıyla toplu taşımaya ayıran akıl, köprülere gelince niye çalışmamaktadır? Bir zamanlar, raylı sistem yokken bazı yollarda belediye otobüsleri için şerit ayrıldığını, bunun raylı sistem sonrasında kaldırıldığını veya raylı sisteme dönüştüğünü de hatırlayalım.

Ücret konusu

İmkanınız olsa, yani sıkışıklık veya zorunluluk söz konusu olmasa iki yaka arasındaki ulaşımda hangi köprüyü tercih edersiniz? Bu soruya 3’üncü köprü cevabını vereceklerin oranı, şimdilerde yüzde 5’in kesinlikle altındadır. Yani 3’üncü köprü çoğu kişi için istenen güzergah değildir. Öyleyse insanların bu köprüyü kullanımları özendirilmelidir. 3’üncü köprü kullanımının özendirilmesinin bir yöntemi ücret farklılaştırılması şeklinde olabilir. Yani diğer köprüler 5 TL ise 3’üncü köprü 1-2 TL. hatta ücretsiz olmalıdır. Buna yol kullanımları da dahildir. Hal böyleyken 3’üncü köprünün ve yollarının kullanımına yüksek bedel ödemek ve buraya gitmeyenleri de iyi taşıt olma özelliklerine bakmadan buraya zorlamak hakkaniyetle bağdaşmaz. Bu akıl köprüden geçenden 5 akçe, geçmeyenden döve döve 10 akçe alan Deli Dumrul uygulamasına benzemiyor mu?

Bir bakış açısı

Ben 3’üncü köprünün bazı yanlışları olduğunu düşünenlerdenim: Yer ve zaman yanlışları. Buraya 3’üncü köprü, çok sonraki yıllarda 4’üncü köprü yapılabilirdi. Daha başka yere yapılacak 3’üncü köprü için bile erken olabilir. Bu yazı hazırlanırken okullar açılmamıştı. Okulların açılışı, trafik yükünü ve yeni köprüye talebi artırabilir. Bu dahi aldatıcı olabilir. Doğru değerlendirme için Avrasya Tüneli’nin açılışı ve Marmaray’ın tamamlanması beklenmelidir. Bunlar yapıldıktan sonra 3’üncü köprüye talep daha da düşebilir. Şehirlerarası otobüsler ile ağır vasıtalara getirilen zorunluluk dahi yetmeyebilir.

Ücret adaleti

Köprü projesi başlarken proje sahiplerine taahhüt edilen sayılar var. Ben bu yönteme karşı değilim. Ancak bu taahhüdü yerine getirmek için bazı araçların buraya zorlanmasına ve istemedikleri geçişe yüksek bedel ödetilmesine karşıyım. Bu köprünün diğerlerinden daha ucuz olması ve devletin sübvansiyon yapması kaçınılmazdır. Bunun bütçeye yük getireceği doğrudur. Bu yük diğer köprülerin gelirlerinden karşılanabilir. Bu amaçla diğer köprülere 3’üncüye göre daha yüksek ücret getirilmesi de yanlış olmaz.

Yeni değerlendirme şart

Halen problemleri açıklamakta kullanılan Kınalı-Odayeri ve Anadolu yakası bağlantılarının yapılması bu köprüye biraz talep yaratsa da uzun süre problem sürer. Bu nedenle iyileştirici çözüm gerekir. Bu arada, “3’üncü köprüden rahat rahat geçmek varken insanlar niye diğer köprülerde beklesinler” deyip zorunluluk getirmek savunulamaz. İnsanların da aklı var; bu köprüden geçmek iyiyse, zorunluluk olmadığında da geçerler. Ben Avrasya Tüneli ve Marmaray’a bağlı olarak yeni değerlendirmelerin yapılmasını şart görüyorum.

Kazasız, güzel bir Kurban Bayramı dilerim. ■ 

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159