Otobüs taşımacılığı yolcu kaybı yaşıyor. Belçika örneğinde olduğu gibi, adil vergi düzenlemeleri sektöre nefes aldırabilir.
Karayoluyla yolcu taşımacılığı sektörünün, başından beri, “noktadan noktaya seyahat” ettirme farklılığı, karayoluyla seyahati desteklemiş, yolcular (ekonominin de katkısını unutmamak gerekir) otobüsü tercih etmişti, hâlâ da ediyor. Ancak, değişimin tek değişmeyen yasa olduğunu kabul edersek –ki, kesinlikle etmeliyiz- köprülerin altından çok sular aktı.
Pandeminin hemen arkasından ağırlıklı olarak hayat pahalılığının ve yurttaşın gelirinin “kök maaş” gibi kimsenin anlamadığı birtakım oyunlarla azalmasıyla yolculuklar da zorunlu olanlara kadar düştü. Öğrenciler, haftada bir ailesinin yanına gider gelirdi ve otobüsler için hareketlilik, aslına bakarsanız doluluk yaşanırdı. Şimdi, öğrenciler bile ayda bir değil, dönem sonunda gidiyor ailelerinin yanına.
Bir şey yapmalı!
Evet, bir şey yapmalı, ama ne yapacağız? Ne yapmalıyız? Yolcunun ekonomik durumu ortada, bilet fiyatlarını arttırmak otobüslerin dolmasını engelliyor. İster istemez, cüzi bir fiyat artışıyla yetinmek zorunda kalıyor otobüsçüler. Onlar da aynı pahalı hayatı yaşadığı için neyin ne kadar, niye olması gerektiğinin farkında.
Peki, devlet ne yapıyor?
Devlet, bizim devletimiz (her ne kadar kağıt üstünde kaldıysa da) sosyal bir devlet. Yurttaşın barınma, beslenme, sağlık, eğitim gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü. Bu zorunlu ihtiyaçların hiçbirinin karşılanmadığını biliyoruz. Buna rağmen, devletin sektörler arası ilişkileri kurması, haksız rekabeti önlemesi gerekiyor. Önlüyor mu? Hayır!
Örneğin Belçika’da, devlet, bunu yapıyor, hem de hiç çekinmeden, gocunmadan. Bizde de yapılamaz mı? Ne olduğunu soruyorsunuz, haklı olarak…
Sözcü gazetesinin 21 Temmuz tarihli internet sayfasındaki habere göre: “Belçika'da hükümet uçak ile seyahat eden yolculara yeni ek vergi getirdi. Önceden bilet alan vatandaşlarda ek vergileri ödemek zorunda olacak.
Belçika Federal Hükümeti, uçak yolcularını doğrudan ilgilendiren yeni bir vergi düzenlemesine gitti. Yaz tatili dönemine denk gelen bu kararla birlikte, uçak biletlerine ek yolcu vergisi getirildi. Üstelik uygulama sadece yeni biletler için değil, daha önce satın alınmış olanları da kapsıyor. Binlerce yolcu, tatil yolculukları öncesi ek ödeme yapmak zorunda kalacak.”
2022’de yürürlüğe giren “Yolcu Vergisi” uygulaması, havayolu taşımacılığının çevreye verdiği zarara karşı, tren gibi daha çevreci taşımacılığı desteklemek amacını taşıyor. Uçakla yolculuklarda mesafeye göre değişiklik gösteren vergi (500 km’den kısa mesafeli yolculuklar için) 10 Avro ek ödenmesini zorunlu kılıyor.
Belçika’nın bir ucundan diğerine uzaklığı zaten 500 km. Böyle olunca da, Belçikalılar yurtdışı seyahatlerini uçakla yapacak demektir; tabii, zorunlu olanlar dışında. Dört kişilik bir ailenin bir seyahati için fazladan ödenmesi gereken parayı hesaplarsanız gerçekten caydırıcı bir uygulama.
Bizim ülkemizde devletin böyle bir uygulamayı yapmasını beklemiyoruz, ama toplumsal, mesleki baskı yapılarak benzer bir uygulama hayata geçirilebilir. Devletin de paraya ihtiyacı var, o zaman kolayca ikna edilebilir. Tabii, bu baskıyı hissetmesi gerekir. Havayolu taşımacılığı sektörü iktidarla daha yakın ilişki içinde, ama otobüsçüler de ülkenin dört bir yanında, her şehrin ileri gelenlerinden, sözü geçenlerinden. Hem dernekleri var hem de federasyonları.
Şimdi bir girişimde bulunulursa (Belçika emsal gösterilebilir), 2026’ya ancak uygulamaya geçer. ■