13.06.2016, 12:06

Terminaller üzerinde hep durulmalı!

Gazetemizin bu sayısında terminal sorunlarına çözüm bulma amaçlı bir toplantının haberi yer alıyor. Geçen sayıda ise adeta sorunsuz terminal örneği diyebileceğimiz Afyon Terminali haberi vardı. Bunlara da bağlı olarak, bu hafta terminaller üzerine yazacağım. Zaten benim gündemimden pek de eksik olmaz. Zira konu önemli ve dert çok.

Temel bakışım…
Terminal yapma ve/veya yaptırma ile işletme ve/veya işlettirme hakkı ilgili mevzuatla belediyelere verilmiş. Bu bir görevden öte bir imtiyaz. Bunun anlamı başkalarının belediyeden habersiz, bunu yapamayacaklarıdır. Zaten imtiyaz olmasa bile imar yönüyle konu belediyeyi ilgilendiriyor. 

Böyle olunca belediyenin başkasına hak devri imtiyaz devri oluyor. Bunun da koşulları var. Telekom, önceden devletin imtiyazıydı, yani devlet tekeli vardı; sonra özelleştirildi, ancak rekabet koşulları yaratılarak. Daha da anlaşılır olanı, adına Tekel dediğimiz devlete ait içki-sigara kurumu idi. Adı üzerinde, alanında tekel olan bu kuruluş rekabet koşulları oluşturularak, yani başkalarına içki-sigara üretip satma hakkı verilerek özelleştirildi. Aynı esaslar terminaller için de geçerlidir. Bırakınız mülkiyetin tümüyle satışını, terminallerin işletmesinin dahi tümüyle özelleştirilmesi mümkün değildir, yanlıştır. Asgari olarak toplum menfaatlerini koruyucu sorumluluklar belediyece yerine getirilmek zorundadır. 

Afyon örneği…
Afyon’da buna aykırı olarak yapılıp işletilen bir terminal var; dolayısıyla rekabetsizliğin getireceği her türlü kötü kullanıma açık. Şans bu ki, bu terminal tümüyle belediyenin, yolcuların ve taşımacıların menfaatlerine göre işletiliyor. Hatta kendisinden beklenmeyecek hizmetler veriyor, paralı vermesi gereken bazı hizmetleri parasız veriyor, paralı verdiği hizmetleri de ilgili mevzuatın müsaade ettiğinin çok altında bedelle veriyor. Kişilere bağlı bu durumu kutlamak gerekir, ancak bu yöntemin riskleri unutulmamalıdır. Biliniyor ki bazı terminaller kural tanımaksızın işletiliyor. Ücretsiz olması gerekenden ücret alıyor, müsaade edilenlerde limitlerin çok üstünde ücret alıyor. Buna ilişkin bazı otoriteler seyirci kalırken seyirci kalmayanların da gücü yetmiyor.

Antalya toplantısı…
Antalya’da, terminal konusunun bazı taraflarının buluşup sorunları ve çözüm önerilerini ele almaları gerçekten memnuniyet verici. Ancak bazı eleştirilerim de olacak. Bunlardan ilki katılımcı eksikliği olacak. Lafın kısası; UDH Bakanlığı temsilcilerinin bulunmaması. Bana göre, büyük bir eksiklik. Her ne kadar yararını görmediğim T belgesi gibi düzenlemeler varsa da Taşıma Kanun ve Yönetmeliği bu alanda da önemli bir boşluğu doldurdu. Bu gün bazı kuralların uygulanmasında yetersiz görsem de bunu teslim etmeliyim. Üstelik terminal dahil tüm mevzuat hazırlıklarında gayet de titizlikle görüş aldılar. Şimdi, Antalya’da niye yoklar veya çağrılmadılarsa niye unutuldular? 
Bu genel değerlendirmeden sonra bazı hususlarda düzeltmeler yapmak istiyorum. 
Büyükşehir terminalleri
Yeni düzenlemeye göre ilin tamamını kapsayan büyükşehirler içinde ilçeler ve bunların belediyeleri bulunuyor. Büyükşehrin tüm alanları ilçelerden oluşur. Bir ilçenin sınırına girmeyen bir büyükşehir toprağı yoktur. Dolayısıyla büyükşehre ait her tesis veya yapı bir ilçenin de alanındadır. Terminaller de öyle. Büyükşehre ait bir terminal de bir ilçenin alanında olacaktır. Harem Terminali Üsküdar ilçesinin, Alibeyköy Terminali Alibeyköy ilçesinin, İstanbul Otogarı (terminali) da Bayrampaşa ilçesinin alanındadır. Bunlardan hiçbiri büyükşehir terminali olmak bakımından bir ayrıcalığa sahip değildir. İstanbul’da, Büyükşehir Belediyesi isterse Tuzla’da, isterse Silivri’de terminal yapabilir. Bunlar asla ilçe terminali olmaz, büyükşehir terminali olur. 

Belediye Kanununa göre ilçe belediyeleri kendi ilçelerinde kendi terminallerini yapabilirken, büyükşehirlerde ilçelerin ve ilçe belediyelerinin böyle bir hak ve görevi yoktur. Bütün terminaller büyükşehir belediyesince yapılır ve büyükşehir belediyesinindir. İlçenin merkezde veya kenarda olması bu gerçeği değiştirmez. Dolayısıyla büyükşehrin her noktasında T1 belgeli terminal büyükşehirce yapılıp işletilebilir. 

Terminalin yeri…
Kimse şehiriçindeki istasyon veya limanı şehir dışına çıkaralım demez. Havalimanı için ara sıra bunun söylendiği olur, ama konu otobüs terminali olduğunda bunun şehir dışına atılması neredeyse modern düşüncenin ve trafik sorununun çözümünün gereği gibi sunulur. Eğer terminali şehir dışına atmak çözümse İstanbul’dakini Kocaeli’ye, hatta Sakarya’ya atalım da kurtulalım. Tabii, oradan İstanbul’a nasıl gelinecekse… Sanki terminal şehir dışına atıldığında o insanlar orada kalacaklar, şehre gelemeyecekler. Gerçekteyse, şehre girmeyen her otobüsün yerine özel otomobil, ticari taksi, minibüs-taksi dolmuş, ücretsiz servis, belediye otobüsü türünden başka taşıtlar trafiğe çıkıp trafik yükünü arttırabilir. Şehir dışına raylı sistem düşünülebilir, bunu şehiriçinde niye düşünmeyesiniz! Havalimanına raylı sistem var, ama insanlar otomobil, taksi, otobüs ile seyahat edip trafik yaratmıyor mu?

İşletme konusu…
Antalya’da en yoğun tartışılan konu bu. Konu, tüm çıplaklığıyla ortaya konmuş. Belediye denetiminden de söz edilmiş, ama özel işletmenin keyfi davranışlarının nasıl önlenebileceği yok. Denetlemek, yanlışları önlemeye yetmiyor. Örnek: İstanbul.  Öyleyse, terminalde belediyenin söz ve karar sahibi olması esastır. Özel işletmenin tek hali budur, yoksa belediyenin işletmesi şarttır. Benim özelleştirmeden yana olduğumun da bilinmesini isterim. Tekrar ediyorum: Hiçbir alan özel tekellere devredilemez. Afyon’daki kadar şanslı olmak pek olası değil. 

Otobüse 4 saat limiti
Antalya’da 4 saate kadar yolculuklar otobüsle, diğerleri uçakla yapılsın denmiş. Denmesine denebilir de, tren ve vapurun payı unutulmuş, bunun nasıl sağlanacağı belirtilmemiş. Örneğin, İstanbul’dan Ankara ve Eskişehir 4 saati aştığına göre otobüslere yasaklanacak mı? Tuzla’dan kalkınca 4 saat yetiyorsa ne olacak? Bu 4 saat, hangi otobüs ve hangi yol için olacak? 4 saatte gidilebilen 400 kilometre serbest, gidilemeyen 250 kilometre yasak mı olacak? Bırakınız böyle şeyleri; bunu piyasada vatandaş belirlesin. 

Bu terminal konusu daha çok su kaldırır. Anlamadığım bir şey daha var: İstanbul’da otobüsçüler mevcuttan memnunsalar bile bunun yanı sıra yenilerinin açılıp rekabet etmesine veya yolcuların kolayca terminallere erişebilmesine niye destek vermezler de sadece Bayrampaşa’daki terminal kullanılsın deyip dururlar? ■
Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159