23.03.2024, 16:19

Yeni bir sandığımız daha göründü ufukta

Dikkat ettiniz mi? Hemen her yıl bir seçim sandığı konuyor önümüze. Kimi zaman referandum kimi zaman genel kimi zaman da yerel, hepsi “milat” olarak tanımlanan seçimler. Ama hiçbir şey değişmiyor. Şöyle bir bakın, önce kendinize, çevrenize, ülkeye, dünyaya… Ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, çevresel bir değişiklik var mı? Varsa da iyiye değil kötüye doğru bir değişim var ve ona değişiklik değil düşüş dememiz gerekir.

Hepimiz pahalılıktan yakınıyoruz: Kiralık ev bulamamaktan, sağlık sorunlarımızı çözememekten, eğitimin yerlerde süründüğünden, beslenmemizin iyi olmadığından… insanın temel ihtiyaçlarından kalan sadece (biz Türkler olarak övünürdük, ama) üreme vardı, o da düşmüş, son açıklamalara göre.

Yeni ev, yeni araç satışı azaldı; ikinci el araç ve evler de yenileri olmadığından (alınamadığından) fırsatı kaçırmayıp fiyatlarını arttırıyor sürekli olarak. Geliri belli olan kişi ve kuruluşlar nasıl olacak da yatırım yapacak veya evlerine ekmek götürecek. 

Bankalar kredi faizlerini yükseltmiş, basından siz de duymuş, okumuşsunuzdur, zaten içindesiniz. O faizle kredi alan kişi veya şirket üretiminin fiyatını nasıl yükseltecek de hem borcunu ödeyecek hem de kazanç sağlayacak? Yüzde 50’leri aşan kredi faizinin yatırımla getirisi en az yüzde 70-75 olmalı. Yani ederinin (vergileri de eklediğinizde) iki katı olması demek bu. Bir ekonomik durgunluk varsa, yani alışverişler azaldıysa zorunlu bile olsa kim verebilecek o parayı?

Evet, birileri zenginleşiyor, onların alışverişi yeter mi, dersiniz. Yoksul ile zengin arasındaki makas alabildiğine açıldı. Zengin çok zengin, yoksul ise çok yoksul. Zengin sayısı az, yoksul sayısı fazla. Bu oranlara baktığınızda da ekonomik durgunluğun (gelin biz buna ulusal yoksulluk diyelim) giderilebilmesi mümkün görünmüyor.

Yerel seçimler yapılmadan daha, gündem yeniden karıştı. Cumhurbaşkanı, on yıldır ileri sürdüğü o taktiği yineledi ve son seçimi olduğunu açıkladı. Çevresindekilerse, Anayasayı göstererek yeniden seçilebileceği bir yöntemi işaret etmeye başladı. Bu demektir ki, genel seçimler, normalden daha önce yapılacak. Yine para muslukları açılacak, yine birilerine birtakım imtiyazlar sağlanacak ve seçimi kazanmak için ülke ekonomisi daha da çökertilecek. Örnek olsun diye söylüyorum seçmen listeleri, oy pusulaları için bile milyonlar harcanıyor, gerisini siz getirin…

Ulaşım hakkı kutsaldır!

Özellikle şehirlerarası ve devlet karayollarının yanında sadece ulaşım amaçlı kullanılmak üzere bir şev alanı denilen boş şerit bırakılır. Kimseye kullanım hakkı verilmez bu alanlara. Tabii, seçim dönemlerinde bu kural hiçe sayılıyor. 

Ankara Harem yolu (E-5) üzerindeki şev alanı önce bir özel hastaneye açıldı. Neredeyse caddeye girdi hastane için yapılan bina (ilk projenin tadil edilmesiyle zorunlu otopark farklı hazırlanmış) otopark ihtiyacını yine şev alanını, bu kez belediye eliyle gidermek istiyor. Belediye, çiçeklenmiş ağaçları keserek o otopark ve misafirhane inşaatına (otoparkın giriş çıkışı Avrasya Tünelinin ve yoğun olan trafiğin iyiden iyiye karışmasına yol açacak) girişti. “Ağaç kesmek baş kesmektir” anlayışıyla büyüdük çiçeklenmiş bir ağacın kesilmesinin cinayet olduğunu öğrendik. Ama kâr hırsı ne ahlak dinliyor ne kural ne de seçim… ■

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159