03.02.2023, 11:56

Şehir ve Ulaşımın Felsefesi ve Akıllanması - 13

Bütün bu içeriğiyle; Mimar Sinan, Balyan Ailesi, Atik Sinan, Sedefkâr Mehmed Ağa gibi Osmanlı mimarları; estetik-statik dengesinde ortaya koydukları Eserler, Osmanlı Sokak tasarımı, şehir yapılanması, mimarı tarzı ile bütünlüklü bir dili yansıtmaktadır. Bu paralelde; uzunca bir süreçte oluşan Osmanlı evleri olgusunun yerleştiğini ve Anadolu’da Kütahya, Eğin (Kemaliye), Malatya, Maraş, Safranbolu vb. birçok şehir ile Rumeli’de Üsküp, Saraybosna, Belgrad, Novipazar (Yenipazar), Kırcali, Filibe, Tuzla, Tiran ile Bilad-ı Şam’da (Suriye) Halep, Şam, Beyrut vb. birçok şehirde örneklerinin halen yaşadığını görmekteyiz. Bu haliyle; aynı mimarinin ve dilin izleri üzerinden rahatlıkla, Üsküp-Bursa ve Halep arasındaki benzerlikler ve İzmir-Selanik arasındaki benzerlikler okunabilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ve bütün bunlar; şehirleşme-mimari-ulaştırma üçgeninde; bir sürekliliğin ve dolayısıyla da ‘anlam-dil bütünlüğü’ ve ‘perspektif’ in olduğuna işaret etmektedir.

Bütün bu süreçte; Osmanlı’nın daha erken dönemlerden itibaren İstanbul özelinde yaşadığı deprem tecrübelerine binaen, şehirde alabildiğine ahşap yapıyı ve tekniklerini ileri düzeyde geliştirdiğini görmekteyiz. Öyle ki; Osmanlı’nın son dönemlerine kadar ahşap tekniklerinde ülkemiz Dünyanın en ileri düzeyi noktasında idi. Bunun paralelinde; Mimar Sinan öncülüğünde birçok mimarımızın bizzat sefer esnasında Edirne ve ilerisindeki birçok noktada şaheser ölçüsünde köprüler yaptıklarını, bütün bu eserlerin sefer esnasında askeriyeye ve sonrasında da yörelerin bütün halklarına hizmet götüren işlevler teşkil ettiklerini bilmekteyiz. Osmanlı ahşap yapıcılığının takip eden süreçte, 150 yıl öncesinin A.B.D. yönetimi ve ilgili kuruluşlarınca; derinlemesine değerlendirilip bilimsel etütlerinin ortaya konulmasıyla A.B.D. ahşap yapıcılığına kazandırılıp ekolleştirildiği de bir gerçektir. Şöyle ki; son yüzyıllık süreçte maalesef; betonarme-karayolu ulaşımı vb. konularda gerçekleşen teknik gelişmeleri maalesef ki sadece kopyalamakla kalıp, geçmişimizi – şehirleşme-mimari-estetik-yapılaşma-ulaştırma- bağlamında okuyamamış durumdayız. Söz gelimi; ahşap yapıcılığını A.B.D. yüz elli yıl önce Osmanlı’dan yaptığı analizlerle kendi tekniklerine aktarırken, biz kendi kaynaklarımızdan faydalanamamış, Dünyadaki teknik gelişmeleri ise ülkemize yüzeysel olarak aktarmış bir tecrübeye sahibiz. Bu; bizim sürdürülebilirlik-vizyon-süreklilik bağlamındaki zaaflarımızı açıkça ortaya koymaktadır. Bütün bu süreç bizlere; ‘mühendislik değil müteahhitlik’ ‘akademi-piyasa arası kopukluk’ ‘entegrasyon yoksunluğu’ ve ‘uygulama-pratik ilişkisizliği’ olarak geri dönmüştür.

Dünyadan örneklere baktığımızda; Moskova’nın şehir yapısı itibariyle, kendine özgü bir dili, tarihi tecrübeyi, kronolojiyi (Çarlık Dönem, Sovyet Dönem, Federal Dönem) tamamıyla yansıttığını görürüz. Bir diğer Rusya şehri St.Petersburg; aşırı soğuk iklimi, Kuzey Kutbuna yakın konumu ve buna bağlı iklim özellikleri paralelinde eşsiz bir şehirleşmeyi (kültürlenmeyi) ortaya koyabilmiştir. Aynı şekilde Finlandiya’nın başkenti Helsinki; bataklıkların kurutulması, savaşlar, kıtlıklar vs. eşliğinde gelişen tarihi çerçevesinde yeşilin eşsiz güzelliğini yansıtan bir şehirleşmeye ulaşabilmiştir. Yeni Dünyanın keşfiyle Kuzey Amerika’nın sakinleri haline gelen günümüz Kanada vatandaşlarının üzerinde yaşadığı Vancouver, Toronto gibi şehirler yaşam kalitesi en üst düzeyde olan, konfor ve hizmet parametreleri itibariyle en yüksek yaşam kalitesini yansıtan özelliklere sahip olup, ulaşım problemlerini bütünüyle çözmüş durumdadır. Geneli itibariyle Dünyada kuzey şehirleri; daha az nüfus yoğun yapıları, göç yolları üzerinde olmayışları (tarihin daha yavaş aktığı) gibi konumlanmaları itibariyle ve Batı-Kuzey’in yeryüzünde yakaladığı ekonomik-teknik-kültürel üstünlük çerçevesinde sorunlarını minimize etmede daha avantajlı konumdadırlar. Bir başka; Anglo-Sakson (Kuzey-Batı İttifakı) kültürü şehri örneği ise Dünyanın en güney ucundaki Avustralya’nın Sidney, Canberra (Kanbera) ve Yeni Zelanda’nın Wellington (Velingtın) şehirlerinde görülebilmektedir. Bu şehirlerde; alışılmışın dışındaki iklimleri, yüksek hayat standartları, az nüfuslanmaları itibariyle yine bir Batı Uygarlığı ortak dilinin örneklerini sunmaktadır.

Devam edecek...

Yorumlar (0)
banner117
15
açık
banner159